Translation meaning & definition of the word "emotional" into Turkish language

adjective

1. Determined or actuated by emotion rather than reason

• "It was an emotional judgment"

synonym:
• emotional

1. Akıldan ziyade duygu tarafından belirlenir veya harekete geçirilir

• "Duygusal bir yargıydı"

eşanlamlı:
• duygusal

2. Of more than usual emotion

• "His behavior was highly emotional"

synonym:
• emotional

2. Normalden daha fazla duygu

• "Davranışları son derece duygusaldı"

eşanlamlı:
• duygusal

3. Of or pertaining to emotion

• "Emotional health"

• "An emotional crisis"

synonym:
• emotional

3. Duygu ile ilgili veya

• "Duygusal sağlık"

• "Duygusal bir kriz"

eşanlamlı:
• duygusal

4. (of persons) excessively affected by emotion

• "He would become emotional over nothing at all"

• "She was worked up about all the noise"

synonym:
• aroused
,
• emotional
,
• excited
,
• worked up

4. (kişilerin) duygudan aşırı derecede etkilenmesi

• "Hiçbir şeyden duygusallaşmazdı"

• "Bütün gürültüler üzerinde çalıştı"

eşanlamlı:
• uyandırılmış
,
• duygusal
,
• heyecanlı
,
• heyecanlanmış

Examples of using

Tom has some emotional problems.

Tom'un birkaç duygusal problemi var.

Tom is getting emotional.

Tom duygusallaşıyor.

Tom doesn't get emotional.

Tom duygusal olmaz.

Don't get emotional.

Duygusallaşma.

Tom became emotional.

Tom duygusal oldu.

Was Tom emotional?

Tom duygusal mıydı?

You're emotional.

Sen duygusalsın.

Tom is emotional.

Tom duygusaldır.

She's very emotional.

O çok duygusal.

Madison made an emotional speech in Congress.

Madison Kongrede çok duygusal bir konuşma yaptı.

The divorce left the man with emotional wounds.

Boşanma adamda duygusal yaralar bıraktı.

They are more emotional than we.

Onlar bizden daha duygusallar.

Cats show emotional habits parallel to those of their owners.

Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.