Translation meaning & definition of the word "elusive" into Turkish language
Türk diline "zor" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Elusive
[Anlaşılmaz]/ɪlusɪv/
adjective
1. Difficult to describe
- "A haunting elusive odor"
- synonym:
- elusive
1. Tarif etmesi zor
- "Zorlayıcı bir koku"
- eşanlamlı:
- anlaşılmaz
2. Skillful at eluding capture
- "A cabal of conspirators, each more elusive than the archterrorist"- david kline
- synonym:
- elusive
2. Yakalamadan kaçma konusunda yetenekli
- "Komplocuların bir kabali, her biri daha zor olan bir terörist" - david kline
- eşanlamlı:
- anlaşılmaz
3. Difficult to detect or grasp by the mind or analyze
- "His whole attitude had undergone a subtle change"
- "A subtle difference"
- "That elusive thing the soul"
- synonym:
- elusive ,
- subtle
3. Zihin tarafından algılanması veya kavranması veya analiz edilmesi zordur
- "Bütün tavrı ince bir değişim geçirmişti"
- "Ince bir fark"
- "Ruhun o zor şeyi"
- eşanlamlı:
- anlaşılmaz ,
- incelikli
4. Making great mental demands
- Hard to comprehend or solve or believe
- "A baffling problem"
- "I faced the knotty problem of what to have for breakfast"
- "A problematic situation at home"
- synonym:
- baffling ,
- elusive ,
- knotty ,
- problematic ,
- problematical ,
- tough
4. Büyük zihinsel talepler
- Anlamak, çözmek ya da inanmak zor
- "Korkunç bir sorun"
- "Kahvaltıda ne yiyeceğimin düğümlü sorunuyla karşı karşıya kaldım"
- "Evde sorunlu bir durum"
- eşanlamlı:
- aldatıcı ,
- anlaşılmaz ,
- düğümlü ,
- problemli ,
- sorunsal ,
- sert
Examples of using
Tom is very elusive.
Tom çok kaypak.
You're elusive.
Sen bulunması zorsun.
Tom is elusive.
Tom bulunması zor.