Translation meaning & definition of the word "elevate" into Turkish language
Türk diline "yüksel" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Elevate
[Yükseltmek]/ɛləvet/
verb
1. Give a promotion to or assign to a higher position
- "John was kicked upstairs when a replacement was hired"
- "Women tend not to advance in the major law firms"
- "I got promoted after many years of hard work"
- synonym:
- promote ,
- upgrade ,
- advance ,
- kick upstairs ,
- raise ,
- elevate
1. Daha yüksek bir pozisyona terfi etmek veya atamak
- "John, yedek bir işe alındığında üst kata atıldı"
- "Kadınlar büyük hukuk firmalarında ilerlememe eğilimindedir"
- "Uzun yıllar süren sıkı çalışmalardan sonra terfi ettim"
- eşanlamlı:
- yükseltmek ,
- yükseltme ,
- avans ,
- terfi ettirmek
2. Raise from a lower to a higher position
- "Raise your hands"
- "Lift a load"
- synonym:
- raise ,
- lift ,
- elevate ,
- get up ,
- bring up
2. Daha düşük bir konumdan daha yüksek bir konuma yükseltin
- "Ellerini kaldır"
- "Yükü kaldırmak"
- eşanlamlı:
- yükseltmek ,
- kaldırma ,
- kalkmak ,
- kaldırmak
3. Raise in rank or condition
- "The new law lifted many people from poverty"
- synonym:
- lift ,
- raise ,
- elevate
3. Rütbe veya koşulda yükseltmek
- "Yeni yasa birçok insanı yoksulluktan kurtardı"
- eşanlamlı:
- kaldırma ,
- yükseltmek