He's eight years old.
Sekiz yaşında.
I know that I should sleep for at least eight hours per day, however usually I sleep less.
Günde en az sekiz saat uyumam gerektiğini biliyorum, ancak genellikle daha az uyuyorum.
I go to school at eight o'clock.
Saat sekizde okula gidiyorum.
I've been sober for eight months.
Sekiz aydır ayıkım.
Tom arrived eight days ago.
Tom sekiz gün önce geldi.
My mom bought me this toy when I was eight years old.
Annem bana bu oyuncağı sekiz yaşındayken almıştı.
My mother divided the cake into eight pieces.
Annem pastayı sekiz parçaya böldü.
Ten minus two is eight.
On eksi iki sekiz eder.
I have eight siblings.
Sekiz kardeşim var.
They're required to work eight hours every day.
Her gün sekiz saat çalışmaları gerekiyor.
My daughter sleeps eight hours a day.
Kızım günde sekiz saat uyuyor.
He leaves at eight.
Sekizde ayrılıyor.
Tom could swim like a fish before he turned eight.
Tom sekiz yaşına gelmeden balık gibi yüzebilirdi.
Tom wondered if Mary would think that eight in the morning was too early for him to open a bottle of wine.
Tom, Mary'nin sabah sekizinin bir şişe şarap açması için çok erken olduğunu düşünüp düşünmeyeceğini merak etti.
Tom came to Japan eight and a half years ago with his parents.
Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi.
He left the house at eight o'clock.
Saat sekizde evden çıktı.
Five plus three is eight.
Beş artı üç sekiz eder.
This boy slept for eight hours.
Bu çocuk sekiz saat uyudu.
In New York, the dollar was worth eight shillings.
New York'ta dolar sekiz şilin değerindeydi.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.