Translation meaning & definition of the word "effort" into Turkish language
Türk diline "çaba" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Effort
[Çaba]/ɛfərt/
noun
1. Earnest and conscientious activity intended to do or accomplish something
- "Made an effort to cover all the reading material"
- "Wished him luck in his endeavor"
- "She gave it a good try"
- synonym:
- attempt ,
- effort ,
- endeavor ,
- endeavour ,
- try
1. Bir şey yapmayı veya başarmayı amaçlayan ciddi ve vicdani faaliyet
- "Tüm okuma materyallerini kapsayacak bir çaba sarf etti"
- "Çalışmasında ona şans diledi"
- "Iyi bir deneme yaptı"
- eşanlamlı:
- denemek ,
- çaba ,
- gayret ,
- gayret etmek
2. Use of physical or mental energy
- Hard work
- "He got an a for effort"
- "They managed only with great exertion"
- synonym:
- effort ,
- elbow grease ,
- exertion ,
- travail ,
- sweat
2. Fiziksel veya zihinsel enerji kullanımı
- Ağır iş
- "Çaba için a aldı"
- "Sadece büyük bir çaba ile başardılar"
- eşanlamlı:
- çaba ,
- dirsek yağı ,
- bozmak ,
- ter dökmek
3. A notable achievement
- "He performed a great feat"
- "The book was her finest effort"
- synonym:
- feat ,
- effort ,
- exploit
3. Kayda değer bir başarı
- "Büyük bir başarı gösterdi"
- "Kitap onun en büyük çabasıydı"
- eşanlamlı:
- başarı ,
- çaba ,
- istismar etmek
4. A series of actions advancing a principle or tending toward a particular end
- "He supported populist campaigns"
- "They worked in the cause of world peace"
- "The team was ready for a drive toward the pennant"
- "The movement to end slavery"
- "Contributed to the war effort"
- synonym:
- campaign ,
- cause ,
- crusade ,
- drive ,
- movement ,
- effort
4. Bir prensibi ilerleten veya belirli bir sona doğru giden bir dizi eylem
- "Popülist kampanyaları destekledi"
- "Dünya barışı için çalıştılar"
- "Takım flama doğru bir sürüş için hazırdı"
- "Köleliği sona erdirme hareketi"
- "Savaş çabalarına katkıda bulundu"
- eşanlamlı:
- kampanya ,
- sebep ,
- haçlı seferi ,
- sürmek ,
- hareket ,
- çaba
Examples of using
This problem requires a large effort to be solved.
Bu sorunun çözülmesi için çok çaba harcanmalı.
I realize the effort you have put into this project and I really appreciate it.
Bu projeye kattığın çabanın farkındayım ve onu gerçekten taktir ediyorum.
The project was a joint effort by students from three different classes.
Proje üç farklı sınıftan gelen öğrencilerin ortak bir çabasıydı.