Translation meaning & definition of the word "education" into Turkish language

noun

1. The activities of educating or instructing

• Activities that impart knowledge or skill

• "He received no formal education"

• "Our instruction was carefully programmed"

• "Good classroom teaching is seldom rewarded"

synonym:
• education
,
• instruction
,
• teaching
,
• pedagogy
,
• didactics
,
• educational activity

1. Eğitim veya öğretim faaliyetleri

• Bilgi veya beceri kazandıran faaliyetler

• "Resmi eğitim almadı"

• "Talimatımız dikkatlice programlandı"

• "İyi sınıf öğretimi nadiren ödüllendirilir"

eşanlamlı:
• eğitim
,
• talimat
,
• öğretim
,
• pedagoji

2. Knowledge acquired by learning and instruction

• "It was clear that he had a very broad education"

synonym:
• education

2. Öğrenme ve öğretim yoluyla edinilen bilgi

• "Çok geniş bir eğitim aldığı açıktı"

eşanlamlı:
• eğitim

3. The gradual process of acquiring knowledge

• "Education is a preparation for life"

• "A girl's education was less important than a boy's"

synonym:
• education

3. Bilgi edinmenin aşamalı süreci

• "Eğitim, yaşam için bir hazırlıktır"

• "Bir kızın eğitimi bir erkekten daha az önemliydi"

eşanlamlı:
• eğitim

4. The profession of teaching (especially at a school or college or university)

synonym:
• education

4. Öğretmenlik mesleği (özellikle bir okulda veya kolejde veya üniversitede)

eşanlamlı:
• eğitim

5. The result of good upbringing (especially knowledge of correct social behavior)

• "A woman of breeding and refinement"

synonym:
• education
,
• training
,
• breeding

5. İyi yetiştirmenin sonucu (özellikle doğru sosyal davranış bilgisi)

• "Büyüyen ve arındıran bir kadın"

eşanlamlı:
• eğitim
,
• üreme

6. The united states federal department that administers all federal programs dealing with education (including federal aid to educational institutions and students)

• Created 1979

synonym:
• Department of Education
,
• Education Department
,
• Education

6. Eğitimle ilgili tüm federal programları yöneten amerika birleşik devletleri federal departmanı (eğitim kurumlarına ve öğrencilere federal yardım dahil)

• 1979 yılında kuruldu

eşanlamlı:
• Eğitim Bakanlığı
,
• Eğitim Bölümü
,
• Eğitim

Examples of using

Tom said that he thought that education was important.

Tom eğitimin önemli olduğunu düşündüğünü söyledi.

In some ways education is like a disease: you have to get over it.

Bazı açılardan, eğitim bir hastalık gibidir: Onun üstesinden gelmelisin.

Modern civilization is founded on science and education.

Modern medeniyet bilim ve eğitim üzerine kurulmuştur.

This book is about education.

Bu kitap eğitimle ilgilidir.

The government invests little in education.

Hükümet eğitime az yatırım yapıyor.

I think exams ruin education.

Sınavların eğitimi bozduğunu düşünüyorum.

Tom began to worry about how he was going to pay for his son's education.

Tom oğlunun eğitimi için nasıl ödeme yapacağı hakkında endişelenmeye başladı.

Tom had little formal education.

Tom az örgün eğitim aldı.

Tom used to be a special education teacher.

Tom bir özel eğitim öğretmeni idi.

Tom has a degree in music education.

Tom'un müzik eğitiminde bir derecesi var.

Who helped you pay for your college education?

Üniversite eğitiminiz için ödeme yapmanıza kim yardım etti?

She argued with him about their children's education.

O, onunla çocuklarının eğitimi hakkında tartıştı.

Jefferson believed firmly in the value of education.

Jefferson eğitimin değerine kesin olarak inanıyordu.

He received a better education than his father.

O, babasından daha iyi bir eğitim aldı.

He had almost no formal education.

Neredeyse hiç örgün eğitim almadı.

How many years of education does someone need?

Birinin kaç yıllık eğitime ihtiyacı var?

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.

Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

Everyone has the right to education. Education shall be free, at least in the elementary and fundamental stages. Elementary education shall be compulsory. Technical and professional education shall be made generally available and higher education shall be equally accessible to all on the basis of merit.

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.