Translation meaning & definition of the word "edged" into Turkish language
Türk diline "kenarlı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Edged
[Kenarlı]/ɛʤd/
adjective
1. Having a specified kind of border or edge
- "A black-edged card"
- "Rough-edged leaves"
- "Dried sweat left salt-edged patches"
- synonym:
- edged
1. Belirli bir sınır veya kenara sahip olmak
- "Siyah kenarlı bir kart"
- "Kaba kenarlı yapraklar"
- "Kuru ter, tuz kenarlı yamalar bıraktı"
- eşanlamlı:
- kenarlı
2. (of speech) harsh or hurtful in tone or character
- "Cutting remarks"
- "Edged satire"
- "A stinging comment"
- synonym:
- cutting ,
- edged ,
- stinging
2. (konuşma) ton veya karakterde sert veya incitici
- "Kesme sözleri"
- "Kenar hiciv"
- "Acı verici bir yorum"
- eşanlamlı:
- kesme ,
- kenarlı ,
- kaşındıran
3. Having a cutting edge or especially an edge or edges as specified
- Often used in combination
- "An edged knife"
- "A two-edged sword"
- synonym:
- edged
3. Bir kesici kenara veya özellikle belirtildiği gibi bir kenara veya kenarlara sahip olmak
- Genellikle kombinasyon halinde kullanılır
- "Kenarlı bir bıçak"
- "Iki ucu keskin bir kılıç"
- eşanlamlı:
- kenarlı
Examples of using
A sharp tongue is the only edged tool that grows keener with constant use.
Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır.