Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "economic" into Turkish language

Türk diline "ekonomik" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Economic

[Ekonomik]
/ɛkənɑmɪk/

adjective

1. Of or relating to an economy, the system of production and management of material wealth

  • "Economic growth"
  • "Aspects of social, political, and economical life"
    synonym:
  • economic
  • ,
  • economical

1. Bir ekonominin, üretim sisteminin ve maddi zenginliğin yönetimi ile ilgili veya bunlarla ilgili olarak

  • "Ekonomik büyüme"
  • "Sosyal, politik ve ekonomik yaşamın yönleri"
    eşanlamlı:
  • ekonomik

2. Of or relating to the science of economics

  • "Economic theory"
    synonym:
  • economic

2. Ekonomi bilimi ile ilgili veya

  • "Ekonomik teori"
    eşanlamlı:
  • ekonomik

3. Using the minimum of time or resources necessary for effectiveness

  • "An economic use of home heating oil"
  • "A modern economical heating system"
  • "An economical use of her time"
    synonym:
  • economic
  • ,
  • economical

3. Etkinlik için gerekli minimum zaman veya kaynak kullanımı

  • "Ev ısıtma yağının ekonomik kullanımı"
  • "Modern ekonomik ısıtma sistemi"
  • "Zamanının ekonomik kullanımı"
    eşanlamlı:
  • ekonomik

4. Concerned with worldly necessities of life (especially money)

  • "He wrote the book primarily for economic reasons"
  • "Gave up the large house for economic reasons"
  • "In economic terms they are very privileged"
    synonym:
  • economic

4. Yaşamın dünyevi ihtiyaçları (özellikle para) ile ilgili

  • "Kitabı öncelikle ekonomik nedenlerle yazdı"
  • "Ekonomik nedenlerden dolayı büyük evi bağışla"
  • "Ekonomik açıdan çok ayrıcalıklılar"
    eşanlamlı:
  • ekonomik

5. Financially rewarding

  • "It was no longer economic to keep the factory open"
  • "Have to keep prices high enough to make it economic to continue the service"
    synonym:
  • economic

5. Finansal olarak ödüllendirici

  • "Fabrikayı açık tutmak artık ekonomik değildi"
  • "Fiyatları hizmete devam etmeyi ekonomik hale getirecek kadar yüksek tutmalı"
    eşanlamlı:
  • ekonomik

Examples of using

Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.
Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
There was steady economic improvement.
İstikrarlı ekonomik gelişme vardı.
The economic situation grew worse.
Ekonomik durum daha da kötüleşti.