Translation meaning & definition of the word "ear" into Turkish language
Türk diline "kulak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Ear
[Kulak]/ir/
noun
1. The sense organ for hearing and equilibrium
- synonym:
- ear
1. İşitme ve denge için duyu organı
- eşanlamlı:
- kulak
2. Good hearing
- "He had a keen ear"
- "A good ear for pitch"
- synonym:
- ear
2. Iyi işitme duyusu
- "Korkunç bir kulağı vardı"
- "Pitch için iyi bir kulak"
- eşanlamlı:
- kulak
3. The externally visible cartilaginous structure of the external ear
- synonym:
- auricle ,
- pinna ,
- ear
3. Dış kulağın dışarıdan görünür kıkırdak yapısı
- eşanlamlı:
- kulak kepçesi ,
- yüzgeç ,
- kulak
4. Attention to what is said
- "He tried to get her ear"
- synonym:
- ear
4. Söylenenlere dikkat edin
- "Kulağını almaya çalıştı"
- eşanlamlı:
- kulak
5. Fruiting spike of a cereal plant especially corn
- synonym:
- ear ,
- spike ,
- capitulum
5. Bir tahıl bitkisinin meyveli başak, özellikle mısır
- eşanlamlı:
- kulak ,
- başak ,
- kapitulum
Examples of using
Tom picked up the telephone receiver and put it to his ear.
Tom telefon ahizesini aldı ve onu kulağına koydu.
Tom had his phone pressed to his ear.
Tom telefonunu kulağına bastırdı.
Tom had his ear pressed to the door, trying to hear what was going on in next room.
Tom kulağını kapıya bastırdı, bitişik odada neler olduğunu duymaya çalıştı.