Translation meaning & definition of the word "dying" into Turkish language
Türk diline "ölmek" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dying
[Ölen]/daɪɪŋ/
noun
1. The time when something ends
- "It was the death of all his plans"
- "A dying of old hopes"
- synonym:
- death ,
- dying ,
- demise
1. Bir şeyin bittiği zaman
- "Bütün planlarının ölümü oldu"
- "Eski umutlardan ölmek"
- eşanlamlı:
- ölüm ,
- ölen ,
- vefat
adjective
1. In or associated with the process of passing from life or ceasing to be
- "A dying man"
- "His dying wish"
- "A dying fire"
- "A dying civilization"
- synonym:
- dying
1. Yaşamdan geçme veya olmaktan çıkma sürecinde veya bunlarla ilişkili olarak
- "Ölmekte olan bir adam"
- "Ölmek üzere olan dileği"
- "Ölen bir ateş"
- "Ölmekte olan bir medeniyet"
- eşanlamlı:
- ölen
2. Eagerly desirous
- "Anxious to see the new show at the museum"
- "Dying to hear who won"
- synonym:
- anxious(p) ,
- dying(p)
2. Hevesle arzulayan
- "Yeni gösteriyi müzede görmek çok zor"
- "Kim kazandığını duymak"
- eşanlamlı:
- kaygılandırılmış(p) ,
- ölen(p)
Examples of using
"I'm invincible!", said Tom before dying.
"Ben yenilmezim!",dedi Tom ölmeden önce.
I think Tom is dying.
Sanırım Tom ölüyor.
I think I'm dying.
Sanırım ölüyorum.