Translation meaning & definition of the word "dun" into Turkish language
Türk diline "dun" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dun
[Karanlık]/dən/
noun
1. Horse of a dull brownish grey color
- synonym:
- dun
1. Donuk kahverengimsi gri renkte bir at
- eşanlamlı:
- karanlık
2. A color or pigment varying around a light grey-brown color
- "She wore dun"
- synonym:
- dun ,
- greyish brown ,
- grayish brown ,
- fawn
2. Açık gri-kahverengi bir renk etrafında değişen bir renk veya pigment
- "Un giydi"
- eşanlamlı:
- karanlık ,
- grimsi kahverengi ,
- yavrulamak
verb
1. Treat cruelly
- "The children tormented the stuttering teacher"
- synonym:
- torment ,
- rag ,
- bedevil ,
- crucify ,
- dun ,
- frustrate
1. Zalimce davranmak
- "Çocuklar kekeme öğretmenine eziyet etti"
- eşanlamlı:
- işkence ,
- paçavra ,
- delirtmek ,
- çarmıha germek ,
- karanlık ,
- yıldırmak
2. Persistently ask for overdue payment
- "The grocer dunned his customers every day by telephone"
- synonym:
- dun
2. Sürekli olarak gecikmiş ödeme isteyin
- "Market müşterilerini her gün telefonla tanırdı"
- eşanlamlı:
- karanlık
3. Cure by salting
- "Dun codfish"
- synonym:
- dun
3. Tuzlayarak tedavi etmek
- "Güneş morina balığı"
- eşanlamlı:
- karanlık
4. Make a dun color
- synonym:
- dun
4. Koyu bir renk yapmak
- eşanlamlı:
- karanlık
adjective
1. Of a dull greyish brown to brownish grey color
- "The dun and dreary prairie"
- synonym:
- dun
1. Donuk grimsi kahverengiden kahverengimsi gri renge
- "Dün ve kasvetli çayır"
- eşanlamlı:
- karanlık