Translation meaning & definition of the word "dump" into Turkish language
Türk diline "damp" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Dump
[Boşaltmak]noun
1. A coarse term for defecation
- "He took a shit"
- synonym:
- shit ,
- dump
1. Dışkılama için kaba bir terim
- "Bir bok aldı"
- eşanlamlı:
- bok ,
- boşaltmak
2. A piece of land where waste materials are dumped
- synonym:
- dump ,
- garbage dump ,
- trash dump ,
- rubbish dump ,
- wasteyard ,
- waste-yard ,
- dumpsite
2. Atık maddelerin atıldığı bir arazi parçası
- eşanlamlı:
- boşaltmak ,
- çöplük ,
- çöp bahçesi ,
- çöplük alanı
3. (computer science) a copy of the contents of a computer storage device
- Sometimes used in debugging programs
- synonym:
- dump
3. (bilgisayar bilimi) bir bilgisayar depolama cihazının içeriğinin bir kopyası
- Bazen hata ayıklama programlarında kullanılır
- eşanlamlı:
- boşaltmak
4. A place where supplies can be stored
- "An ammunition dump"
- synonym:
- dump
4. Malzemelerin depolanabileceği bir yer
- "Cephane deposu"
- eşanlamlı:
- boşaltmak
verb
1. Throw away as refuse
- "No dumping in these woods!"
- synonym:
- dump
1. Çöp olarak atmak
- "Bu ormana atılmak yok!"
- eşanlamlı:
- boşaltmak
2. Sever all ties with, usually unceremoniously or irresponsibly
- "The company dumped him after many years of service"
- "She dumped her boyfriend when she fell in love with a rich man"
- synonym:
- dump ,
- ditch
2. Genellikle törensiz veya sorumsuzca olan tüm bağları koparın
- "Şirket uzun yıllar hizmet ettikten sonra onu terk etti"
- "Zengin bir adama aşık olduğunda erkek arkadaşını terk etti"
- eşanlamlı:
- boşaltmak ,
- hendek
3. Sell at artificially low prices
- synonym:
- dump ,
- underprice
3. Yapay olarak düşük fiyatlarla satış yapın
- eşanlamlı:
- boşaltmak ,
- düşük fiyat
4. Drop (stuff) in a heap or mass
- "The truck dumped the garbage in the street"
- synonym:
- dump
4. Bir yığın veya kütlede damla (dolgu)
- "Kamyon çöpü sokağa attı"
- eşanlamlı:
- boşaltmak
5. Fall abruptly
- "It plunged to the bottom of the well"
- synonym:
- plunge ,
- dump
5. Aniden düşmek
- "Kuyu dibine daldı"
- eşanlamlı:
- daldırmak ,
- boşaltmak
6. Knock down with force
- "He decked his opponent"
- synonym:
- deck ,
- coldcock ,
- dump ,
- knock down ,
- floor
6. Zorla devirmek
- "Rabbini güverteye çıkardı"
- eşanlamlı:
- güverte ,
- boğucu musluk ,
- boşaltmak ,
- yere sermek ,
- zemin