Why don't we duck back inside?
Neden içeri geri dönmüyoruz?
He went duck hunting.
Ördek avına çıktı.
I am aiming at a that duck.
O ördeği hedefliyorum.
He made a cranberry sauce to accompany duck.
Ördeğe eşlik etmek için kızılcık sosu yaptı.
We ate Peking duck in the Chinese restaurant.
Çin lokantasında Pekin ördeği yedik.
Commentators have variously described the sound of vuvuzelas as "annoying" and "satanic" and compared it with "a stampede of noisy elephants", "a deafening swarm of locusts", "a goat on the way to slaughter", "a giant hive full of very angry bees", and "a duck on speed".
Yorumcular çeşitli şekillerde vuvuzelaların sesini "sinir bozucu" ve "şeytani" olarak tanımladılar ve bunu "gürültülü fillerin izdihamı", "sağır edici bir çekirge sürüsü", "kesim yolunda bir keçi", "dev bir kovan" ile karşılaştırdılar. çok öfkeli arılarla dolu" ve "hızlı bir ördek".
It looks like a duck.
Ördeğe benziyor.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.