Saule, give me the drum.
Saule, davulu ver.
I sent this drum to my father.
Bu davulu babama gönderdim.
Tom beat the drum at a slow tempo.
Tom davulu yavaş bir tempoda çaldı.
They usually drum their fingers at red lights.
Genellikle kırmızı ışıkta parmaklarını davulla vururlar.
She can play the drum.
Davul çalabiliyor.
I hear the drum.
Davulu duyuyorum.
A boy was beating the drum.
Bir çocuk davul çalıyordu.
Jim likes to play the drum.
Jim davul çalmayı seviyor.
Tom has been beating the drum for the project.
Tom proje için davul çalıyor.
Meg is beating a drum.
Meg davul çalıyor.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.