Translation meaning & definition of the word "drought" into Turkish language

noun

1. A shortage of rainfall

• "Farmers most affected by the drought hope that there may yet be sufficient rain early in the growing season"

synonym:
• drought
,
• drouth

1. Yağış azlığı

• "Kuraklıktan en çok etkilenen çiftçiler, büyüme mevsiminin başlarında henüz yeterli yağmurun olabileceğini umuyorlar"

eşanlamlı:
• kuraklık
,
• drouth

2. A prolonged shortage

• "When england defeated pakistan it ended a ten-year drought"

synonym:
• drought
,
• drouth

2. Uzun süreli kıtlık

• "İngiltere pakistan'ı yenince on yıllık kuraklık sona erdi"

eşanlamlı:
• kuraklık
,
• drouth

Examples of using

The spell of drought did severe damage to the harvest.

Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.

Because of the drought, the grass has withered.

Kuraklıktan dolayı, çim soldu.

The drought damaged all the crops there.

Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.

Unless it rains in Ethiopia soon, there could be severe drought problems.

Yakında yağmur yağmazsa, ciddi kuraklık problemleri olabilir.

In the drought, many people and animals starved to death.

Kuraklıkta, pek çok insan ve hayvan açlıktan öldü.

Many peasants died during the drought.

Kıtlık süresince birçok köylü öldü.

Many peasants died during the drought.

Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.

The long drought was followed by famine.

Uzun kuraklığın ardından açlık geldi.