Translation meaning & definition of the word "dreary" into Turkish language
Türk diline "sarhoş" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dreary
[Hüzünlü]/drɪri/
adjective
1. Lacking in liveliness or charm or surprise
- "Her drab personality"
- "Life was drab compared with the more exciting life style overseas"
- "A series of dreary dinner parties"
- synonym:
- drab ,
- dreary
1. Canlılık, çekicilik veya sürpriz eksikliği
- "Onun sıkıcı kişiliği"
- "Yaşam yurtdışı daha heyecan verici yaşam tarzı ile karşılaştırıldığında sıkıcı"
- "Bir dizi kasvetli akşam yemeği partisi"
- eşanlamlı:
- fahişe ,
- hüzünlü
2. Causing dejection
- "A blue day"
- "The dark days of the war"
- "A week of rainy depressing weather"
- "A disconsolate winter landscape"
- "The first dismal dispiriting days of november"
- "A dark gloomy day"
- "Grim rainy weather"
- synonym:
- blue ,
- dark ,
- dingy ,
- disconsolate ,
- dismal ,
- gloomy ,
- grim ,
- sorry ,
- drab ,
- drear ,
- dreary
2. Keyifsizliğe neden olma
- "Mavi bir gün"
- "Savaşın karanlık günleri"
- "Yağışlı bir hafta iç karartıcı hava"
- "Tutarsız bir kış manzarası"
- "Kasım'ın ilk kasvetli günlerini"
- "Karanlık, kasvetli bir gün"
- "Grim yağmurlu hava"
- eşanlamlı:
- mavi ,
- karanlık ,
- kirli ,
- tesellisiz ,
- sıkıntılı ,
- korkunç ,
- özür ,
- fahişe ,
- kederli ,
- hüzünlü
Examples of using
It's a dreary place.
O kasvetli bir yerdir.
A dreary landscape spread out for miles in all directions.
Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.