Translation meaning & definition of the word "dream" into Turkish language
Türk diline "rüya" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dream
[Rüya]/drim/
noun
1. A series of mental images and emotions occurring during sleep
- "I had a dream about you last night"
- synonym:
- dream ,
- dreaming
1. Uyku sırasında meydana gelen bir dizi zihinsel görüntü ve duygu
- "Dün gece seninle ilgili bir rüya gördüm"
- eşanlamlı:
- rüya
2. Imaginative thoughts indulged in while awake
- "He lives in a dream that has nothing to do with reality"
- synonym:
- dream ,
- dreaming
2. Yaratıcı düşünceler uyanıkken şımartıldı
- "Gerçeklikle ilgisi olmayan bir rüyada yaşıyor"
- eşanlamlı:
- rüya
3. A cherished desire
- "His ambition is to own his own business"
- synonym:
- ambition ,
- aspiration ,
- dream
3. Değerli bir arzu
- "Hedefi kendi işine sahip olmaktır"
- eşanlamlı:
- ihtiras ,
- aspirasyon ,
- rüya
4. A fantastic but vain hope (from fantasies induced by the opium pipe)
- "I have this pipe dream about being emperor of the universe"
- synonym:
- pipe dream ,
- dream
4. Fantastik ama boş bir umut (afyon borusunun neden olduğu fantezilerden)
- "Evrenin imparatoru olma hayalim var"
- eşanlamlı:
- hayal ,
- rüya
5. A state of mind characterized by abstraction and release from reality
- "He went about his work as if in a dream"
- synonym:
- dream
5. Soyutlama ve gerçeklikten kurtulma ile karakterize edilen bir zihin durumu
- "Bir rüyadaymış gibi işine devam etti"
- eşanlamlı:
- rüya
6. Someone or something wonderful
- "This dessert is a dream"
- synonym:
- dream
6. Birisi ya da harika bir şey
- "Bu tatlı bir rüya"
- eşanlamlı:
- rüya
verb
1. Have a daydream
- Indulge in a fantasy
- synonym:
- dream ,
- daydream ,
- woolgather ,
- stargaze
1. Hayal kurmak
- Bir fanteziye dalmak
- eşanlamlı:
- rüya ,
- hayal ,
- yün kılıfı ,
- stargaze
2. Experience while sleeping
- "She claims to never dream"
- "He dreamt a strange scene"
- synonym:
- dream
2. Uyurken deneyim
- "Hiç hayal kurmadığını iddia ediyor"
- "O garip bir sahne hayal etti"
- eşanlamlı:
- rüya
Examples of using
That was just a dream.
O sadece bir rüyaydı
It sounded like a dream job.
Hayali bir iş gibi görünüyordu.
Beautiful girls dream of him.
Güzel kızlar onu hayal ederler.