Translation meaning & definition of the word "dozen" into Turkish language

noun

1. The cardinal number that is the sum of eleven and one

synonym:
• twelve
,
• 12
,
• XII
,
• dozen

1. On bir ve birin toplamı olan kardinal sayı

eşanlamlı:
• on iki
,
• 12
,
• XII
,
• düzine

adjective

1. Denoting a quantity consisting of 12 items or units

synonym:
• twelve
,
• 12
,
• xii
,
• dozen

1. 12 madde veya birimden oluşan bir miktarı belirtir

eşanlamlı:
• on iki
,
• 12
,
• xii
,
• düzine

Examples of using

Tom gave me a dozen cookies in a plastic bag.

Tom bana plastik bir torba içinde çok sayıda kurabiye verdi.

Tom asked me to buy a dozen eggs on my way home from work.

Tom işten eve giderken bir düzine yumurta almamı rica etti.

It's cheaper if you order these by the dozen.

Bunları düzine ile ısmarlarsan daha ucuz.

It's cheaper to order things by the dozen.

Şeyleri düzine ile sipariş etmek daha ucuzdur.

They're a dime a dozen.

Onlar beş para etmezler.

Tom has been to this park with Mary at least a dozen times.

Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.

Mary baked three dozen cookies for Tom's party.

Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.

Tom ate a dozen doughnuts all by himself.

Tom tek başına bir düzine çöreğin hepsini yedi.

Tom boiled a dozen eggs.

Tom bir düzine yumurta kaynattı.

Please give me a dozen cream puffs.

Bir düzine krem ponponu istiyorum.

Please give me a dozen cream puffs.

Lütfen bana bir düzine krem ponponu verin.

There were a dozen suspects in the case.

Davada bir düzine şüpheli vardı.

Mary needs a dozen eggs.

Mary'nin bir düzine yumurtaya ihtiyacı vardır.

About a dozen trees had soon been planted.

Yaklaşık bir düzine ağaç kısa sürede dikilmişti.

Eggs are sold by the dozen.

Yumurtalar düzine ile satılırlar.

She bought a dozen eggs.

O, bir düzine yumurta satın aldı.

She bought two dozen eggs.

O, iki düzine yumurta satın aldı.

He bought a dozen eggs.

O bir düzine yumurta aldı.

I bought half a dozen eggs.

Yarım düzine yumurta aldım.

I ordered half a dozen books on chemistry from New York.

New York'tan kimya ile ilgili yarım düzüne kitap sipariş ettim.