Translation meaning & definition of the word "dove" into Turkish language
Türk diline "güvercin" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dove
[Kumru]/dəv/
noun
1. Any of numerous small pigeons
- synonym:
- dove
1. Çok sayıda küçük güvercin
- eşanlamlı:
- kumru
2. Someone who prefers negotiations to armed conflict in the conduct of foreign relations
- synonym:
- dove ,
- peacenik
2. Dış ilişkilerin yürütülmesinde müzakereleri silahlı çatışmaya tercih eden biri
- eşanlamlı:
- kumru ,
- barsak
3. A constellation in the southern hemisphere near puppis and caelum
- synonym:
- Columba ,
- Dove
3. Güney yarımkürede puppis ve caelum yakınlarında bir takımyıldız
- eşanlamlı:
- Columba ,
- Kumru
4. Flesh of a pigeon suitable for roasting or braising
- Flesh of a dove (young squab) may be broiled
- synonym:
- squab ,
- dove
4. Kavurma veya kızarmaya uygun bir güvercin eti
- Bir güvercin eti (genç bodur) kavrulmuş olabilir
- eşanlamlı:
- bodur ,
- kumru
5. An emblem of peace
- synonym:
- dove
5. Barış sembolü
- eşanlamlı:
- kumru
Examples of using
Tom dove into the water and swam as fast as he could.
Tom suya daldı ve elinden geldiği kadar hızlı yüzdü.
Tom dove into the water.
Tom suya daldı.
Bill dove into the river to save the drowning child.
Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.