Translation meaning & definition of the word "dot" into Turkish language
Türk diline "nokta" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dot
[Nokta]/dɑt/
noun
1. A very small circular shape
- "A row of points"
- "Draw lines between the dots"
- synonym:
- point ,
- dot
1. Çok küçük dairesel bir şekil
- "Bir sıra puan"
- "Noktalar arasındaki çizgileri çiz"
- eşanlamlı:
- nokta
2. The united states federal department that institutes and coordinates national transportation programs
- Created in 1966
- synonym:
- Department of Transportation ,
- Transportation ,
- DoT
2. Ulusal ulaşım programlarını kuran ve koordine eden amerika birleşik devletleri federal departmanı
- 1966 yılında kuruldu
- eşanlamlı:
- Ulaştırma Bakanlığı ,
- Ulaşım ,
- Atılmak
3. The shorter of the two telegraphic signals used in morse code
- synonym:
- dot ,
- dit
3. Mors kodunda kullanılan iki telgraf sinyalinden daha kısadır
- eşanlamlı:
- nokta ,
- daracık
4. Street name for lysergic acid diethylamide
- synonym:
- acid ,
- back breaker ,
- battery-acid ,
- dose ,
- dot ,
- Elvis ,
- loony toons ,
- Lucy in the sky with diamonds ,
- pane ,
- superman ,
- window pane ,
- Zen
4. Liserjik asit dietilamid için sokak adı
- eşanlamlı:
- asit ,
- geri kırıcı ,
- pil asit ,
- doz ,
- nokta ,
- Elvis ,
- loony toons'un ,
- Lucy elmaslarla gökyüzünde ,
- levha ,
- superman ,
- pencere camı ,
- Zen
verb
1. Scatter or intersperse like dots or studs
- "Hills constellated with lights"
- synonym:
- dot ,
- stud ,
- constellate
1. Noktalar veya saplamalar gibi dağılın veya serpiştirin
- "Hills ışıklarla takımyıldızı"
- eşanlamlı:
- nokta ,
- saplama ,
- takımyıldızı yapmak
2. Distribute loosely
- "He scattered gun powder under the wagon"
- synonym:
- scatter ,
- sprinkle ,
- dot ,
- dust ,
- disperse
2. Gevşek bir şekilde dağıtın
- "Vagon altına silah tozu saçtı"
- eşanlamlı:
- savurmak ,
- serpinti ,
- nokta ,
- toz ,
- dağıtmak
3. Make a dot or dots
- synonym:
- dot
3. Nokta veya nokta yapın
- eşanlamlı:
- nokta
4. Mark with a dot
- "Dot your `i's"
- synonym:
- dot
4. Bir nokta ile işaretle
- "3i'nizi değil mi"
- eşanlamlı:
- nokta
Examples of using
The remains of human cities dot the Earth.
İnsan şehirleri kalıntıları Dünyayı benekler.
Be at the station at eleven on the dot.
Tam on birde istasyonda ol.