Translation meaning & definition of the word "door" into Turkish language

noun

1. A swinging or sliding barrier that will close the entrance to a room or building or vehicle

• "He knocked on the door"

• "He slammed the door as he left"

synonym:
• door

1. Bir odaya, binaya veya araca girişi kapatacak bir salıncak veya sürgülü bariyer

• "Kapıyı çaldı"

• "Giterken kapıyı çarptı"

eşanlamlı:
• kapı

2. The entrance (the space in a wall) through which you enter or leave a room or building

• The space that a door can close

• "He stuck his head in the doorway"

synonym:
• doorway
,
• door
,
• room access
,
• threshold

2. Bir odaya veya binaya girdiğiniz veya çıktığınız giriş (duvardaki alan)

• Bir kapının kapatabileceği alan

• "Başını kapıya soktu"

eşanlamlı:
• kapı
,
• oda erişimi
,
• eşik

3. Anything providing a means of access (or escape)

• "We closed the door to haitian immigrants"

• "Education is the door to success"

synonym:
• door

3. Bir erişim aracı (veya kaçış) sağlayan her şey

• "Haitili göçmenlerin kapısını kapattık"

• "Eğitim başarının kapısıdır"

eşanlamlı:
• kapı

4. A structure where people live or work (usually ordered along a street or road)

• "The office next door"

• "They live two doors up the street from us"

synonym:
• door

4. İnsanların yaşadığı veya çalıştığı bir yapı (genellikle bir sokak veya yol boyunca sipariş edilir)

• "Yandaki ofis"

• "Bizden iki kapı ötede yaşıyorlar"

eşanlamlı:
• kapı

5. A room that is entered via a door

• "His office is the third door down the hall on the left"

synonym:
• door

5. Kapıdan girilen bir oda

• "Ofisi soldaki koridorun sonundaki üçüncü kapı"

eşanlamlı:
• kapı

Examples of using

Tom picked up his stuff and walked out the door.

Tom malzemesini aldı ve kapıdan dışarı çıktı.

Tom peeked into the kitchen through the screen door.

Tom tel örgülü kapıdan mutfağa baktı.

Tom paused at the door.

Tom kapıda durakladı.

Tom opened the sliding door.

Tom sürgülü kapıyı açtı.

Tom opened the screen door.

Tom sinekliği açtı.

Tom opened the front door and greeted Mary.

Tom ön kapıyı açtı ve Mary'yi karşıladı.

Tom opened the door to the conference room.

Tom konferans odasına giden kapıyı açtı.

Tom opened the door and went inside.

Tom kapıyı açtı ve içeri girdi.

Tom opened the conference room door.

Tom konferans odası kapısını açtı.

Tom nervously approached the door.

Tom sinirli şekilde kapıya yaklaştı.

Tom motioned to the door.

Tom kapıyı işaret etti.

Tom locked the door so only him and others with keys can get into the room.

Tom sadece kendisi ve diğerleri anahtarlarla odaya girebilsinler diye kapıyı kilitledi.

Tom leaned over and opened the passenger-side door.

Tom eğildi ve yolcu yan kapısını açtı.

Tom knows who it was who painted graffiti on your garage door.

Tom garaj kapına grafitiyi yapanın kim olduğunu biliyor.

Tom knocked on the lavatory door.

Tom lavabo kapısını çaldı.

Tom knocked on the door, but there was no answer.

Tom kapıyı çaldı ama cevap yoktu.

Tom knocked lightly on Mary's door.

Tom Mary'nin kapısını hafifçe çaldı.

Tom kicked the locker room door shut.

Tom soyunma odasının kapısını tekmeleyerek kapattı.

Tom is probably just outside the front door.

Tom muhtemelen tam ön kapının dışında.

Tom has unlocked the door.

Tom kapının kilidini açtı.