Translation meaning & definition of the word "dizzy" into Turkish language
Türk diline "dizzy" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dizzy
[Sersemlemiş]/dɪzi/
verb
1. Make dizzy or giddy
- "A dizzying pace"
- synonym:
- dizzy
1. Baş dönmesi veya sersemlik yapmak
- "Baş döndürücü bir tempo"
- eşanlamlı:
- sersemlemiş
adjective
1. Having or causing a whirling sensation
- Liable to falling
- "Had a dizzy spell"
- "A dizzy pinnacle"
- "Had a headache and felt giddy"
- "A giddy precipice"
- "Feeling woozy from the blow on his head"
- "A vertiginous climb up the face of the cliff"
- synonym:
- dizzy ,
- giddy ,
- woozy ,
- vertiginous
1. Dönen bir his sahibi olmak veya buna neden olmak
- Düşmeye karşı sorumlu
- "Baş dönmesi büyüsü vardı"
- "Baş döndürücü bir zirve"
- "Baş ağrısı vardı ve sersemlemiş hissettim"
- "Saçma bir uçurum"
- "Kafasındaki darbeden woozy hissetmek"
- "Uçurumun yüzüne baş döndürücü bir tırmanış"
- eşanlamlı:
- sersemlemiş ,
- sersem ,
- baş döndürücü
2. Lacking seriousness
- Given to frivolity
- "A dizzy blonde"
- "Light-headed teenagers"
- "Silly giggles"
- synonym:
- airheaded ,
- dizzy ,
- empty-headed ,
- featherbrained ,
- giddy ,
- light-headed ,
- lightheaded ,
- silly
2. Ciddiyetsizlik
- Anlamsızlığa teslim
- "Baş döndürücü bir sarışın"
- "Hafif kafalı gençler"
- "Şeytani kıkırdar"
- eşanlamlı:
- havadar ,
- sersemlemiş ,
- boş kafalı ,
- kuş beyinli ,
- saçma
Examples of using
Tom got dizzy.
Tom'un başı dönüyor.
I suddenly became dizzy.
Birden başım döndü.
I'm getting dizzy.
Başım dönüyor.