Translation meaning & definition of the word "divided" into Turkish language

adjective

1. Separated into parts or pieces

• "Opinions are divided"

synonym:
• divided

1. Parçalara veya parçalara ayrılmış

• "Görüşler bölünmüş durumda"

eşanlamlı:
• bölünmüş

2. Having a median strip or island between lanes of traffic moving in opposite directions

• "A divided highway"

synonym:
• divided
,
• dual-lane

2. Zıt yönlerde hareket eden trafik şeritleri arasında medyan bir şerit veya adaya sahip olmak

• "Bölünmüş bir otoyol"

eşanlamlı:
• bölünmüş
,
• çift şeritli

3. Distributed in portions (often equal) on the basis of a plan or purpose

synonym:
• divided
,
• divided up
,
• shared
,
• shared out

3. Bir plan veya amaç temelinde bölümlere (genellikle eşit) dağıtılır

eşanlamlı:
• bölünmüş
,
• paylaşılan
,
• paylaştırmak

Examples of using

Tom and Mary divided the money between themselves.

Tom ve Mary parayı kendi aralarında paylaştılar.

He divided the apples among the five of us.

Elmaları beşimiz arasında paylaştırdı.

My mother divided the cake into eight pieces.

Annem pastayı sekiz parçaya böldü.

A house divided against itself cannot stand.

Kendisine karşı bölünmüş bir ev ayakta kalamaz.

Tom divided the pie into three equal parts.

Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.

African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants.

Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır.

The revolution divided many families.

Devrim birçok aileleri böldü.

The opposition was divided.

Muhalefet bölündü.

Tom's school day is divided into six periods.

Tom'un okul günü altı peryoda bölünmüştür.

Tom divided the bread into two pieces.

Tom ekmeği iki parçaya böldü.

Mother divided the cake into three parts.

Annem pastayı üç parçaya böldü.

Mother divided the cake into three parts.

Anne pastayı üç parçaya böldü.

Mother divided the cake into eight pieces.

Anne pastayı sekiz parçaya böldü.

She divided the cake into six pieces.

Pastayı altı parçaya böldü.

She divided the cake into five pieces.

Keki beş parçaya böldü.

They divided the money among themselves.

Parayı kendi aralarında bölüştürdüler.

All the world is divided into three types of people - finger-users, chopstick-users, and fork-users.

Bütün Dünya üç tip insana bölünmüştür-parmak-kullananlar, çubuk- kullananlar, ve çatal-kullananlar.

The property was divided equally among the heirs.

Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü.

We divided ten dollars among the five of us.

On doları beşimizin arasında bölüştük.

The playground is divided into three areas by white lines.

Oyun alanı, beyaz çizgilerden üçe bölünmüş.