I cannot distinguish a frog from a toad.
kurbağayı kurbağadan ayırt edemiyorum.
Dogs can't distinguish between colors.
Köpekler renkleri ayırt edemez.
Can you distinguish her from her sister?
Onu kız kardeşinden ayırt edebiliyor musun?
He was too upset to distinguish vice from virtue.
Kötülüğü erdemden ayırt edemeyecek kadar üzgündü.
I can't distinguish him from his brother.
Onu kardeşinden ayırt edemiyorum.
The dog cannot distinguish between colors.
Köpek renkleri ayırt edemez.
I can't distinguish a frog from a toad.
kurbağayı kurbağadan ayırt edemiyorum.
The twins are so much alike that I can not distinguish one from the other.
İkizler birbirine o kadar benziyor ki birini diğerinden ayırt edemiyorum.
The twins look so much alike it's next to impossible to distinguish one from the other.
İkizler birbirine o kadar benziyor ki birini diğerinden ayırmak neredeyse imkansız.
You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
İyi kahveyi kötüden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
We cannot distinguish her from her younger sister.
Onu küçük kız kardeşinden ayıramıyoruz.
No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
Nasıl denersek deneyelim, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşleriyle ayırt etmek imkansızdır.
Can you distinguish silver from tin?
Gümüşü kalaydan ayırt edebilir misin?
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.