Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "distant" into Turkish language

Türk diline "uzak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Distant

[Uzak]
/dɪstənt/

adjective

1. Separated in space or coming from or going to a distance

  • "Distant villages"
  • "The sound of distant traffic"
  • "A distant sound"
  • "A distant telephone call"
    synonym:
  • distant

1. Uzayda ayrılmış veya bir mesafeden geliyor veya gidiyor

  • "Uzak köyler"
  • "Uzaktan gelen trafiğin sesi"
  • "Uzaktan gelen bir ses"
  • "Uzaktan bir telefon"
    eşanlamlı:
  • uzak

2. Far apart in relevance or relationship or kinship

  • "A distant cousin"
  • "A remote relative"
  • "A distant likeness"
  • "Considerations entirely removed (or remote) from politics"
    synonym:
  • distant
  • ,
  • remote

2. İlgi, ilişki veya akrabalık dışında

  • "Uzaktan bir kuzen"
  • "Uzaktan bir akraba"
  • "Uzaktan gelen bir benzerlik"
  • "Düşünceler siyasetten tamamen kaldırıldı (veya uzaklaştı)"
    eşanlamlı:
  • uzak
  • ,
  • uzaktan

3. Remote in manner

  • "Stood apart with aloof dignity"
  • "A distant smile"
  • "He was upstage with strangers"
    synonym:
  • aloof
  • ,
  • distant
  • ,
  • upstage

3. Uzaktan bir şekilde

  • "Çok saygınlıkla ayrı kaldı"
  • "Uzaktan bir gülümseme"
  • "Yabancılarla birlikte sahnedeydi"
    eşanlamlı:
  • uzakta
  • ,
  • uzak
  • ,
  • kibirli

4. Separate or apart in time

  • "Distant events"
  • "The remote past or future"
    synonym:
  • distant
  • ,
  • remote
  • ,
  • removed

4. Zaman içinde ayrı veya ayrı

  • "Uzak olaylar"
  • "Uzak geçmiş veya gelecek"
    eşanlamlı:
  • uzak
  • ,
  • uzaktan
  • ,
  • kaldırmak

5. Located far away spatially

  • "Distant lands"
  • "Remote stars"
    synonym:
  • distant
  • ,
  • remote

5. Uzamsal olarak çok uzakta yer alır

  • "Uzak diyarlar"
  • "Uzak yıldızlar"
    eşanlamlı:
  • uzak
  • ,
  • uzaktan

Examples of using

On cloudy days, you can hear distant sounds better than in clear weather.
Bulutlu günlerde, uzaktaki sesleri açık havadakilerden daha iyi duyarsın.
He is a distant relation of hers.
O, onun uzak bir akrabasıdır.
We live many miles distant from each other.
Biz birbirimizden kilometrelerce uzakta yaşıyoruz.