Translation meaning & definition of the word "dispute" into Turkish language
Türk diline "tartışma" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dispute
[Münakaşa]/dɪspjut/
noun
1. A disagreement or argument about something important
- "He had a dispute with his wife"
- "There were irreconcilable differences"
- "The familiar conflict between republicans and democrats"
- synonym:
- dispute ,
- difference ,
- difference of opinion ,
- conflict
1. Önemli bir şey hakkında bir anlaşmazlık veya tartışma
- "Karısıyla bir anlaşmazlık yaşadı"
- "Uzlaşılmaz farklılıklar vardı"
- "Cumhuriyetçiler ve demokratlar arasındaki tanıdık çatışma"
- eşanlamlı:
- münakaşa ,
- fark ,
- görüş farklılığı ,
- çatışma
2. Coming into conflict with
- synonym:
- dispute ,
- contravention
2. Ile çatışmaya girme
- eşanlamlı:
- münakaşa ,
- ihlal
verb
1. Take exception to
- "She challenged his claims"
- synonym:
- challenge ,
- dispute ,
- gainsay
1. Istisna almak
- "İddialarına meydan okudu"
- eşanlamlı:
- meydan okuma ,
- münakaşa ,
- gainsay
2. Have a disagreement over something
- "We quarreled over the question as to who discovered america"
- "These two fellows are always scrapping over something"
- synonym:
- quarrel ,
- dispute ,
- scrap ,
- argufy ,
- altercate
2. Bir konuda anlaşmazlık olsun
- "Amerika'yı kimin keşfettiği sorusu üzerine tartıştık"
- "Bu iki adam her zaman bir şeylerin üstünü sıyırıyor"
- eşanlamlı:
- münakaşa ,
- kırıntı ,
- argúf ,
- tartışmak
Examples of using
I won't dispute that.
Onu tartışmayacağım.
After a long dispute the coal mines closed and the remaining miners were paid off.
Uzun bir tartışmadan sonra kömür madenleri kapatıldı ve kalan madenciler işten çıkarıldılar.
The actor had a dispute with his director.
Aktörün yönetici ile bir anlaşmazlığı vardı.