Translation meaning & definition of the word "dispose" into Turkish language
Türk diline "ispoz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dispose
[Elden çıkarmak]/dɪspoʊz/
verb
1. Give, sell, or transfer to another
- "She disposed of her parents' possessions"
- synonym:
- dispose
1. Başka birine vermek, satmak veya transfer etmek
- "Ailesinin mallarını elden çıkardı"
- eşanlamlı:
- elden çıkarmak
2. Throw or cast away
- "Put away your worries"
- synonym:
- discard ,
- fling ,
- toss ,
- toss out ,
- toss away ,
- chuck out ,
- cast aside ,
- dispose ,
- throw out ,
- cast out ,
- throw away ,
- cast away ,
- put away
2. Atın veya atın
- "Denemelerinizi kesin"
- eşanlamlı:
- terketmek ,
- fırlamak ,
- atmak ,
- dışarı atmak ,
- kenara atmak ,
- elden çıkarmak ,
- kaldırmak
3. Make receptive or willing towards an action or attitude or belief
- "Their language inclines us to believe them"
- synonym:
- dispose ,
- incline
3. Bir eylem, tutum veya inanca karşı alıcı veya istekli olun
- "Onların dili bizi onlara inanmaya teşvik ediyor"
- eşanlamlı:
- elden çıkarmak ,
- eğilmek
4. Place or put in a particular order
- "The dots are unevenly disposed"
- synonym:
- dispose
4. Belirli bir sıraya koyun veya yerleştirin
- "Noktalar eşit olmayan şekilde atılır"
- eşanlamlı:
- elden çıkarmak
5. Make fit or prepared
- "Your education qualifies you for this job"
- synonym:
- qualify ,
- dispose
5. Fit veya hazırlıklı olun
- "Eğitiminiz sizi bu iş için nitelendiriyor"
- eşanlamlı:
- nitelendirmek ,
- elden çıkarmak
Examples of using
He wants to dispose of his books.
O, kitaplarını satmak istiyor.
He wants to dispose of his books.
O kitaplarını elden çıkarmak istiyor.
He wants to dispose of his land.
O, arazisini elden çıkarmak istiyor.