Translation meaning & definition of the word "dismay" into Turkish language
Türk diline "öfke" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Dismay
[Umutsuzluk]/dɪsme/
noun
1. The feeling of despair in the face of obstacles
- synonym:
- discouragement ,
- disheartenment ,
- dismay
1. Engeller karşısında umutsuzluk hissi
- eşanlamlı:
- vazgeçme ,
- kırgınlık ,
- umutsuzluk
2. Fear resulting from the awareness of danger
- synonym:
- alarm ,
- dismay ,
- consternation
2. Tehlike farkındalığından kaynaklanan korku
- eşanlamlı:
- alarm ,
- umutsuzluk ,
- dehşet
verb
1. Lower someone's spirits
- Make downhearted
- "These news depressed her"
- "The bad state of her child's health demoralizes her"
- synonym:
- depress ,
- deject ,
- cast down ,
- get down ,
- dismay ,
- dispirit ,
- demoralize ,
- demoralise
1. Birinin ruhunu indirmek
- Kederlendirmek
- "Bu haber onu üzdü"
- "Çocuğunun sağlığının kötü durumu onu demoralize ediyor"
- eşanlamlı:
- bastırmak ,
- kederlendirmek ,
- aşağı atmak ,
- aşağıya indirmek ,
- umutsuzluk ,
- neşesizlik ,
- moralini bozmak ,
- ahlaksızlaştırmak
2. Fill with apprehension or alarm
- Cause to be unpleasantly surprised
- "I was horrified at the thought of being late for my interview"
- "The news of the executions horrified us"
- synonym:
- dismay ,
- alarm ,
- appal ,
- appall ,
- horrify
2. Endişe veya alarm ile doldurun
- Tatsız bir şekilde şaşırmak
- "Mülakata geç kalma düşüncesiyle dehşete düştüm"
- "İdam haberi bizi dehşete düşürdü"
- eşanlamlı:
- umutsuzluk ,
- alarm ,
- ürkütmek ,
- yıldırmak ,
- korkutmak