Search; find; discover!
Aramak; bulmak; keşfetmek!
Scientists continue to discover new medicines, so there is always hope for people who are in comas.
Bilim adamları yeni ilaçlar keşfetmeye devam ediyor, bu yüzden komada olan insanlar için her zaman umut var.
There's a lot more to discover.
Keşfedilecek daha çok şey var.
The motto of Twitter is "The best way to discover what’s new in your world".
Twitter'ın sloganı "Dünyanızdaki yenilikleri keşfetmenin en iyi yolu".
They weren't able to discover any secrets.
Hiçbir sırrı keşfedemediler.
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Tarihçinin rolü belgeleri keşfetmek ve kataloglamaktan ziyade onları yorumlamak ve açıklamaktır.
I hope that some scientist will soon discover a cure for AIDS.
Umarım bazı bilim adamları yakında AIDS'in tedavisini keşfederler.
Don't use "discover" when you mean "invent".
"İcat et" derken "keşfet" i kullanmayın".
The more you study, the more you discover your ignorance.
Çalıştıkça cehaletinizi keşfedersiniz.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.