Translation meaning & definition of the word "discourse" into Turkish language
Türk diline "söylem" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Discourse
[Söylem]/dɪskɔrs/
noun
1. Extended verbal expression in speech or writing
- synonym:
- discourse
1. Konuşma veya yazıda genişletilmiş sözlü ifade
- eşanlamlı:
- söylev
2. An address of a religious nature (usually delivered during a church service)
- synonym:
- sermon ,
- discourse ,
- preaching
2. Dini nitelikte bir adres (genellikle bir kilise servisi sırasında teslim edilir)
- eşanlamlı:
- vaaz ,
- söylev
3. An extended communication (often interactive) dealing with some particular topic
- "The book contains an excellent discussion of modal logic"
- "His treatment of the race question is badly biased"
- synonym:
- discussion ,
- treatment ,
- discourse
3. Belirli bir konuyla ilgilenen genişletilmiş bir iletişim (genellikle etkileşimli)
- "Kitap, modal mantığın mükemmel bir tartışmasını içeriyor"
- "Yarış sorusunun tedavisi kötü önyargılı"
- eşanlamlı:
- tartışma ,
- tedavi ,
- söylev
verb
1. To consider or examine in speech or writing
- "The author talks about the different aspects of this question"
- "The class discussed dante's `inferno'"
- synonym:
- discourse ,
- talk about ,
- discuss
1. Konuşma veya yazıda düşünmek veya incelemek
- "Yazar bu sorunun farklı yönlerinden bahsediyor"
- "Sınıf dante'nin `inferno'sunu tartıştı'"
- eşanlamlı:
- söylev ,
- hakkında konuşmak ,
- tartışmak
2. Carry on a conversation
- synonym:
- converse ,
- discourse
2. Konuşmaya devam etmek
- eşanlamlı:
- söyleşmek ,
- söylev
3. Talk at length and formally about a topic
- "The speaker dissertated about the social politics in 18th century england"
- synonym:
- hold forth ,
- discourse ,
- dissertate
3. Bir konu hakkında uzun ve resmi olarak konuşun
- "Konuşmacı, 18. yüzyıl i̇ngiltere'sinde sosyal politika hakkında tezler verdi"
- eşanlamlı:
- ileri sürmek ,
- söylev ,
- açıklamak
Examples of using
In their discourse after dinner, they talked about politics.
Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler.