Translation meaning & definition of the word "dinner" into Turkish language

noun

1. The main meal of the day served in the evening or at midday

• "Dinner will be at 8"

• "On sundays they had a large dinner when they returned from church"

synonym:
• dinner

1. Günün ana yemeği akşam veya öğlen servis edilir

• "Akşam yemeği 8 yaşında olacak"

• "Pazar günleri kiliseden döndüklerinde büyük bir akşam yemeği yediler"

eşanlamlı:
• akşam yemeği

2. A party of people assembled to have dinner together

• "Guests should never be late to a dinner party"

synonym:
• dinner
,
• dinner party

2. Bir grup insan birlikte akşam yemeği yemek için toplandı

• "Konukçular asla bir akşam yemeğine geç kalmamalıdır"

eşanlamlı:
• akşam yemeği
,
• yemekli parti

Examples of using

Tom often invites himself for dinner.

Tom sık sık akşam yemeği için kendini davet eder.

Tom is starting to get dinner ready.

Tom akşam yemeğini hazırlamaya başlıyor.

Tom invited you to dinner.

Tom seni yemeğe davet etti.

Tom helped Mary make dinner.

Tom Mary'nin yemek yapmasına yardımcı oldu.

Tom hasn't ordered dinner yet.

Tom yemeği henüz sipariş etmedi.

Tom didn't allow me to pay for dinner.

Tom akşam yemeği için ödememe izin vermedi.

Tom and Mary split a bottle of red wine after dinner.

Tom ve Mary akşam yemeğinden sonra bir şişe kırmızı şarabı paylaştı.

Tom always eats dinner with his family.

Tom her zaman akşam yemeğini ailesi ile birlikte yer.

When will dinner be ready?

Yemek ne zaman hazır olacak?

When will dinner be ready?

Akşam yemeği ne zaman hazır olacak?

We'll eat dinner as soon as Tom gets home.

Tom eve gelir gelmez akşam yemeğini yiyeceğiz.

We should all have dinner.

Hepimiz akşam yemeği yemeliyiz.

I can't talk right now. I'm eating dinner.

Şimdi konuşamam. Yemek yiyorum.

I assume that Tom will eat dinner with us this evening.

Sanırım bu akşam Tom akşam yemeğini bizimle yiyecek.

How about if the three of us go out for dinner tonight?

Üçümüz bu akşam yemeğe gidersek ne dersin?

Tom cooked dinner for Mary.

Tom Mary için yemek pişirdi.

Would you like to come over for dinner after work on Monday?

Pazartesi günü işten sonra yemeğe gelmek ister misin?

How much time do we have before dinner?

Akşam yemeğinden önce ne kadar zamanımız var?

They will have dinner.

Yemek yiyecekler.

We will have dinner.

Yemek yiyeceğiz.