Translation meaning & definition of the word "dining" into Turkish language

noun

1. The act of eating dinner

synonym:
• dining

1. Akşam yemeği yeme eylemi

eşanlamlı:
• yemek

Examples of using

Tom put his keys on the dining table.

Tom anahtarlarını yemek masasına koydu.

I don't know exactly where I left my keys, but I think they're on the dining room table.

Anahtarlarımı nereye bıraktığımı tam olarak bilmiyorum ama sanırım onlar yemek odası masasındalar.

Tom is alone in the dining room with Mary.

Tom Mary ile yemek odasında yalnız.

She kept the dining room warm in the winter.

Kışın yemek odasını sıcak tuttu.

Tom flipped on the dining room light.

Tom yemek odası lambasını açtı.

Has the house got a dining room?

Evin bir yemek odası var mı?

There are three bedrooms, a kitchen, a dining room, a living room, and a bathroom.

Üç yatak odası, bir mutfak, bir yemek odası, bir oturma odası ve bir banyosu var.

Where's the dining car?

Yemek arabası nerede?

What time does the dining room open?

Yemek odası saat kaçta açılır?

Is the dining room open now?

Yemek odası şimdi açık mı?

How about dining out tonight?

Bu gece dışarıda yemeğe ne dersin?

I'm dining out this evening.

Bu akşam dışarıda yiyeceğim.

How about dining out for a change?

Değişiklik olsun diye dışarıda yemeğe ne dersin?

The living room adjoins the dining room.

Oturma odası yemek odasına bitişiktir.