Translation meaning & definition of the word "diffuse" into Turkish language
Türk diline "dağınık" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Diffuse
[Yayılmak]/dɪfjus/
verb
1. Move outward
- "The soldiers fanned out"
- synonym:
- diffuse ,
- spread ,
- spread out ,
- fan out
1. Dışa doğru hareket etmek
- "Askerler dışarı çıktı"
- eşanlamlı:
- yayılmak
2. Spread or diffuse through
- "An atmosphere of distrust has permeated this administration"
- "Music penetrated the entire building"
- "His campaign was riddled with accusations and personal attacks"
- synonym:
- permeate ,
- pervade ,
- penetrate ,
- interpenetrate ,
- diffuse ,
- imbue ,
- riddle
2. Yoluyla yaymak veya dağıtmak
- "Bir güvensizlik atmosferi bu uygulamaya nüfuz etti"
- "Müzik tüm binaya nüfuz etti"
- "Kampanyası suçlamalar ve kişisel saldırılarla doluydu"
- eşanlamlı:
- sızmak ,
- istila etmek ,
- nüfuz etmek ,
- içine işlemek ,
- yayılmak ,
- bulaştırmak ,
- bulmaca
3. Cause to become widely known
- "Spread information"
- "Circulate a rumor"
- "Broadcast the news"
- synonym:
- circulate ,
- circularize ,
- circularise ,
- distribute ,
- disseminate ,
- propagate ,
- broadcast ,
- spread ,
- diffuse ,
- disperse ,
- pass around
3. Yaygın olarak bilinmesi için
- "Bilgi yaymak"
- "Bir söylentiyi dolaştırın"
- "Haberleri yayınla"
- eşanlamlı:
- dolaştırmak ,
- sirküler hale getirmek ,
- dairesel yapmak ,
- paylaştırmak ,
- yaymak ,
- yayılmak ,
- dağıtmak ,
- dolaşmak
adjective
1. Spread out
- Not concentrated in one place
- "A large diffuse organization"
- synonym:
- diffuse
1. Yayılmak
- Tek bir yerde konsantre olmamak
- "Büyük bir dağınık organizasyon"
- eşanlamlı:
- yayılmak
2. (of light) transmitted from a broad light source or reflected
- synonym:
- soft ,
- diffuse ,
- diffused
2. (ışık) geniş bir ışık kaynağından iletilen veya yansıtılan
- eşanlamlı:
- yumuşak ,
- yayılmak ,
- dağınık
3. Lacking conciseness
- "A diffuse historical novel"
- synonym:
- diffuse
3. Kısalıktan yoksun
- "Dağınık bir tarihi roman"
- eşanlamlı:
- yayılmak