Translation meaning & definition of the word "different" into Turkish language
Türk diline "farklı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Different
[Farklı]/dɪfərənt/
adjective
1. Unlike in nature or quality or form or degree
- "Took different approaches to the problem"
- "Came to a different conclusion"
- "Different parts of the country"
- "On different sides of the issue"
- "This meeting was different from the earlier one"
- synonym:
- different
1. Doğanın veya kalitenin veya formun veya derecenin aksine
- "Soruna farklı yaklaşımlar aldı"
- "Farklı bir sonuca vardık"
- "Ülkenin farklı bölümleri"
- "Sorunun farklı taraflarında"
- "Bu toplantı öncekinden farklıydı"
- eşanlamlı:
- farklı
2. Distinctly separate from the first
- "That's another (or different) issue altogether"
- synonym:
- different
2. İlkinden ayrı olarak
- "Bu tamamen başka (veya farklı) bir sorundur"
- eşanlamlı:
- farklı
3. Differing from all others
- Not ordinary
- "Advertising that strives continually to be different"
- "This new music is certainly different but i don't really like it"
- synonym:
- different
3. Diğerlerinden farklı olarak
- Sıradan değil
- "Sürekli farklı olmaya çalışan reklamcılık"
- "Bu yeni müzik kesinlikle farklı ama gerçekten sevmiyorum"
- eşanlamlı:
- farklı
4. Marked by dissimilarity
- "For twins they are very unlike"
- "People are profoundly different"
- synonym:
- unlike ,
- dissimilar ,
- different
4. Benzerlik ile işaretlenmiştir
- "Ikizler için çok farklılar"
- "İnsanlar son derece farklıdır"
- eşanlamlı:
- aksine ,
- farklı
5. Distinct or separate
- "Each interviewed different members of the community"
- synonym:
- different
5. Ayrı veya farklı
- "Her biri topluluğun farklı üyeleriyle röportaj yaptı"
- eşanlamlı:
- farklı
Examples of using
Tom is wearing a different hat than he was yesterday.
Tom dün giydiğinden daha farklı bir şapka giyiyor.
Tom is not that different from us.
Tom bizden o kadar farklı değil.
Tom and Mary want different things.
Tom ve Mary farklı şeyler istiyorlar.