Translation meaning & definition of the word "difference" into Turkish language

noun

1. The quality of being unlike or dissimilar

• "There are many differences between jazz and rock"

synonym:
• difference

1. Farklı veya farklı olmanın kalitesi

• "Caz ve rock arasında birçok fark vardır"

eşanlamlı:
• fark

2. A variation that deviates from the standard or norm

• "The deviation from the mean"

synonym:
• deviation
,
• divergence
,
• departure
,
• difference

2. Standart veya normdan sapan bir varyasyon

• "Ortalamadan sapma"

eşanlamlı:
• sapma
,
• fikir ayrılığı
,
• ayrılış
,
• fark

3. A disagreement or argument about something important

• "He had a dispute with his wife"

• "There were irreconcilable differences"

• "The familiar conflict between republicans and democrats"

synonym:
• dispute
,
• difference
,
• difference of opinion
,
• conflict

3. Önemli bir şey hakkında bir anlaşmazlık veya tartışma

• "Karısıyla bir anlaşmazlık yaşadı"

• "Uzlaşılmaz farklılıklar vardı"

• "Cumhuriyetçiler ve demokratlar arasındaki tanıdık çatışma"

eşanlamlı:
• münakaşa
,
• fark
,
• görüş farklılığı
,
• çatışma

4. A significant change

• "The difference in her is amazing"

• "His support made a real difference"

synonym:
• difference

4. Önemli bir değişiklik

• "Ondaki fark inanılmaz"

• "Onun desteği gerçek bir fark yarattı"

eşanlamlı:
• fark

5. The number that remains after subtraction

• The number that when added to the subtrahend gives the minuend

synonym:
• remainder
,
• difference

5. Çıkarma işleminden sonra kalan sayı

• Subtrahend'e eklendiğinde minuend veren sayı

eşanlamlı:
• geri kalan
,
• fark

Examples of using

Will that make a difference?

Bu bir fark yaratacak mı?

Does it make a difference?

Fark eder mi?

Does that make a difference?

Fark eder mi?

What's the difference between a star and a planet?

Bir yıldız ve bir gezegen arasındaki fark nedir?

You know the difference.

Farkı biliyorsun.

I bet Tom can't tell the difference.

Tom'un farkı söyleyemeyeceğinden eminim.

There's a difference.

Bir fark var.

There's a two hour time difference between Buenos Aires and New Jersey.

Buenos Aires ve New Jersey arasında iki saatlik bir zaman farkı var.

Where is the difference?

Fark nerede?

It won't make any difference.

Fark etmeyecek.

Are you able to tell the difference between butter and margarine?

Tereyağı ile margarini ayırt edebiliyor musun?

Can you tell the difference?

Farkı söyleyebilir misin?

Can you tell the difference?

Farkı söyler misin?

People can easily tell the difference between them.

İnsanlar onlar arasındaki farkı kolaylıkla söyleyebilirler.

Tom can't taste the difference between expensive wine and cheap wine.

Tom pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı tadamaz.

Tom can't tell the difference between expensive wine and cheap wine.

Tom, pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı söyleyemez.

Tom claims that he can taste the difference between these two brands of salt.

Tom bu iki tuz markası arasındaki farkı tadabileceğini iddia ediyor.

It doesn't make any difference to me whether Tom comes or not.

Tom'un gelip gelmemesi benim için farketmez.

Tom can't tell the difference between Spanish wine and Chilean wine.

Tom, İspanyol şarabı ve Şili şarabı arasındaki farkı söyleyemez.

Tom doesn't know the difference between right and wrong.

Tom, doğru ve yanlış arasındaki farkı bilmiyor.