I'm the guy who knows where Tom hid the diamond.
Tom'un elması nereye sakladığını bilen adamım.
He stole the diamond.
Elması çaldı.
This diamond costs a fortune.
Bu elmas bir servete mal oluyor.
If I were a rich man, I would buy you a diamond ring.
Zengin bir adam olsaydım sana elmas yüzük alırdım.
This is a real diamond, isn't it?
Bu gerçek bir elmas, değil mi?
This is probably a real diamond.
Bu muhtemelen gerçek bir elmas.
Tom didn't have any hard evidence, but he thought Mary was the one who stole his mother's diamond ring.
Tom'un elinde somut bir kanıt yoktu ama annesinin elmas yüzüğünü çalanın Mary olduğunu düşünüyordu.
Tom should eventually have enough money to buy Mary a diamond ring.
Tom sonunda Mary'ye bir elmas yüzük alacak kadar paraya sahip olmalı.
Tom put a diamond ring on Mary's finger.
Tom Mary'nin parmağına elmas bir yüzük taktı.
Tom shouldn't have given Mary a diamond ring.
Tom Mary'ye elmas bir yüzük vermemeliydi.
She talked him into buying her a diamond ring.
Ona elmas bir yüzük alması için onu ikna etti.
Can you guess the worth of the diamond?
Elmasın değerini tahmin edebilir misin?
The cut of the diamond is perfect.
Elmasın kesimi mükemmel.
The diamond in this ring is polished.
Bu yüzükteki elmas cilalı.
My mother had no choice but to part with her diamond ring.
Annemin elmas yüzüğünden ayrılmaktan başka seçeneği yoktu.
He ran away with the diamond.
Elmasla kaçtı.
You've never seen a genuine diamond.
Hiç hakiki elmas görmedin.
Kate always shows off her diamond ring.
Kate her zaman elmas yüzüğünü gösterir.
Kate always shows off the big diamond ring she got from her fiance.
Kate her zaman nişanlısından aldığı büyük elmas yüzüğü gösterir.
This diamond ring is too extravagant for me.
Bu elmas yüzük benim için fazla abartılı.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.