Translation meaning & definition of the word "dial" into Turkish language

noun

1. The face of a timepiece

• Graduated to show the hours

synonym:
• dial

1. Bir saatin yüzü

• Saatleri göstermek için mezun oldu

eşanlamlı:
• skala

2. The control on a radio or television set that is used for tuning

synonym:
• dial

2. Ayarlama için kullanılan bir radyo veya televizyon setindeki kontrol

eşanlamlı:
• skala

3. The circular graduated indicator on various measuring instruments

synonym:
• dial

3. Çeşitli ölçüm cihazlarında dairesel dereceli gösterge

eşanlamlı:
• skala

4. A disc on a telephone that is rotated a fixed distance for each number called

synonym:
• dial
,
• telephone dial

4. Çağrılan her numara için sabit bir mesafe döndürülen bir telefondaki disk

eşanlamlı:
• skala
,
• telefon arama

verb

1. Operate a dial to select a telephone number

• "You must take the receiver off the hook before you dial"

synonym:
• dial

1. Bir telefon numarası seçmek için bir kadran kullanın

• "Aramadan önce alıcıyı kancadan çıkarmalısın"

eşanlamlı:
• skala

2. Choose by means of a dial

• "Dial a telephone number"

synonym:
• dial

2. Bir kadran ile seçin

• "Telefon numarasını ara"

eşanlamlı:
• skala

Examples of using

Tom picked up the phone and started to dial.

Tom telefonu aldı ve çevirmeye başladı.

Don't touch that dial.

O kadrana dokunmayın.

Can I dial direct?

Direkt arayabilir miyim.

Do I have to dial the area code, too?

Alan kodunu da çevirmeli miyim?

You don't see many dial phones around anymore.

Artık civarda çok fazla çevirmeli telefon görmezsin.

In the case of fire, dial 119.

Yangın durumunda, 119'u arayın.

In case of fire, you should dial 119.

Yangın durumunda 119'u tuşlamanız gerekmektedir.

In case of fire, dial 119.

Yangın durumunda, 119'u çevir.

In case of an emergency, dial 110.

Acil bir durumda, 110'u çevirin.

Could you dial for me? The telephone is too high.

Benim için arar mısın? Telefon çok yüksekte.