Translation meaning & definition of the word "devise" into Turkish language
Türk diline "devise" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Devise
[Tasarlamak]/dɪvaɪz/
noun
1. A will disposing of real property
- synonym:
- devise
1. A gayrimenkulün elden çıkarılması
- eşanlamlı:
- tasarlamak
2. (law) a gift of real property by will
- synonym:
- devise
2. (hukuk) vasiyetname ile gayrimenkul hediyesi
- eşanlamlı:
- tasarlamak
verb
1. Come up with (an idea, plan, explanation, theory, or principle) after a mental effort
- "Excogitate a way to measure the speed of light"
- synonym:
- invent ,
- contrive ,
- devise ,
- excogitate ,
- formulate ,
- forge
1. Zihinsel bir çabadan sonra (bir fikir, plan, açıklama, teori veya ilke) ile gelin
- "Işık hızını ölçmenin bir yolunu çıkarın"
- eşanlamlı:
- icat etmek ,
- yapmak ,
- tasarlamak ,
- çıkarmak ,
- formülleştirmek ,
- uydurmak
2. Arrange by systematic planning and united effort
- "Machinate a plot"
- "Organize a strike"
- "Devise a plan to take over the director's office"
- synonym:
- organize ,
- organise ,
- prepare ,
- devise ,
- get up ,
- machinate
2. Sistematik planlama ve birleşik çaba ile düzenleyin
- "Bir komplo işlemek"
- "Grev düzenle"
- "Yönetmenin ofisini devralmak için bir plan yapın"
- eşanlamlı:
- düzenlemek ,
- organize etmek ,
- hazırlamak ,
- tasarlamak ,
- kalkmak ,
- düzenbazlık etmek
3. Give by will, especially real property
- synonym:
- devise
3. İsteğe bağlı olarak, özellikle gayrimenkul
- eşanlamlı:
- tasarlamak
Examples of using
We must devise some means of escape.
Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız.