She uses her talent as an artist to describe places.
Bir sanatçı olarak yeteneğini yerleri tanımlamak için kullanıyor.
I can't describe how I felt.
Nasıl hissettiğimi tarif edemem.
How would you describe yourself?
Kendini nasıl tarif edersin?
How would you describe yourself?
Kendini nasıl tarif edersin?
I can't really describe it.
Gerçekten tarif edemem.
Tom can't find the right words to describe his feelings for Mary.
Tom Mary'ye olan duygularını tanımlamak için doğru kelimeleri bulamıyor.
Tom can't describe how exciting it was.
Tom onun ne kadar heyecan verici olduğunu tarif edemez.
Tom can't describe how fun it was.
Tom ne kadar eğlenceli olduğunu tarif edemez.
Tom can't describe how painful it was.
Tom onun ne kadar acı verici olduğunu tarif edemez.
The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.
‘milonguero tarzı tango’ terimi, 1950'lerde Buenos Aires şehir merkezindeki milongalarda yaygın olan tango dansı tarzını tanımlamak için 1990'ların başında icat edildi.
Could you describe to the jury what happened?
Jüriye olanları anlatır mısınız?
I can describe China, especially in relation to big cities like Beijing, in one sentence - China is a country whose pace of life is both fast and leisurely.
Çin'i, özellikle Pekin gibi büyük şehirlerle ilgili olarak tek bir cümleyle tanımlayabilirim - Çin, yaşam temposu hem hızlı hem de yavaş olan bir ülkedir.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Atmosferdeki karbondioksit miktarının artması nedeniyle dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Tom would describe the house as small.
Tom evi küçük olarak tanımlardı.
Can you describe the man who took your wallet?
Cüzdanını alan adamı tarif edebilir misin?
Linguistics is the discipline which aims to describe language.