Translation meaning & definition of the word "depth" into Turkish language

noun

1. The extent downward or backward or inward

• "The depth of the water"

• "Depth of a shelf"

• "Depth of a closet"

synonym:
• depth
,
• deepness

1. Aşağı veya geriye veya içe doğru ölçüsü

• "Suyun derinliği"

• "Rafın derinliği"

• "Bir dolabın derinliği"

eşanlamlı:
• derinlik

2. Degree of psychological or intellectual profundity

synonym:
• depth

2. Psikolojik veya entelektüel derinlik derecesi

eşanlamlı:
• derinlik

3. (usually plural) the deepest and most remote part

• "From the depths of darkest africa"

• "Signals received from the depths of space"

synonym:
• depth

3. (genellikle çoğul) en derin ve en uzak kısım

• "En karanlık afrika'nın derinliklerinden"

• "Uzayın derinliklerinden alınan sinyaller"

eşanlamlı:
• derinlik

4. (usually plural) a low moral state

• "He had sunk to the depths of addiction"

synonym:
• depth

4. (genellikle çoğul) düşük bir ahlaki durum

• "Bağımlılığın derinliklerine batmıştı"

eşanlamlı:
• derinlik

5. The intellectual ability to penetrate deeply into ideas

synonym:
• astuteness
,
• profundity
,
• profoundness
,
• depth
,
• deepness

5. Fikirlere derinlemesine nüfuz etme entelektüel yeteneği

eşanlamlı:
• kurnazlık
,
• derinlik

6. The attribute or quality of being deep, strong, or intense

• "The depth of his breathing"

• "The depth of his sighs," "the depth of his emotion"

synonym:
• depth

6. Derin, güçlü veya yoğun olmanın niteliği veya niteliği

• "Nefesinin derinliği"

• "İç çekişlerinin derinliği," "duygularının derinliği"

eşanlamlı:
• derinlik

Examples of using

As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.

Ben yüzmeyi iyi bilmediğim için, boyumu aşan yerde yüzmekten sakınırım.

As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.

Yüzmede iyi olmamamdan dolayı, derinliğimin altındaki yerlerde yüzmekten kaçınırım.

To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.

Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.

To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.

Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.

It shows the depth of his love for his family.

Bu onun ailesine olan aşkının derinliğini gösterir.

We measured the depth of the river.

Nehrin derinliğini ölçtük.

I'm afraid my depth perception is very poor.

Korkarım benim derinlik algım çok zayıf.