Translation meaning & definition of the word "departed" into Turkish language
Türk diline "ayrılmış" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Departed
[Ayrılmış]/dɪpɑrtɪd/
noun
1. Someone who is no longer alive
- "I wonder what the dead person would have done"
- synonym:
- dead person ,
- dead soul ,
- deceased person ,
- deceased ,
- decedent ,
- departed
1. Artık hayatta olmayan biri
- "Ölen kişinin ne yapacağını merak ediyorum"
- eşanlamlı:
- ölü insan ,
- ölü ruh ,
- vefat etmiş kimse ,
- ölmüş ,
- merhumlar ,
- olmuş
adjective
1. Well in the past
- Former
- "Bygone days"
- "Dreams of foregone times"
- "Sweet memories of gone summers"
- "Relics of a departed era"
- synonym:
- bygone ,
- bypast ,
- departed ,
- foregone ,
- gone
1. Geçmişte
- Evvelki
- "Geçmiş günler"
- "Geçmiş zamanların hayalleri"
- "Gitmiş yazların tatlı anıları"
- "Ayrılmış bir dönemin kalıntıları"
- eşanlamlı:
- geçmiş ,
- bypast ,
- olmuş ,
- kaçınılmaz ,
- gitmiş
2. Dead
- "He is deceased"
- "Our dear departed friend"
- synonym:
- asleep(p) ,
- at peace(p) ,
- at rest(p) ,
- deceased ,
- departed ,
- gone
2. Ölü
- "O öldü" dedi"
- "Sevgili ayrılmış arkadaşımız"
- eşanlamlı:
- uykuda(p) ,
- barış halinde(p) ,
- hareket halinde(p) ,
- ölmüş ,
- olmuş ,
- gitmiş
Examples of using
Tom departed, leaving Mary and John alone.
Tom Mary ve John'u yalnız bırakarak yola çıktı.
We should have departed earlier.
Daha erken yola çıkmalıydık.
The group departed as soon as he arrived.
O gelir gelmez parti başladı.