Translation meaning & definition of the word "deliberate" into Turkish language
Türk diline "kasıtlı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Deliberate
[Planlanmış]/dɪlɪbərət/
verb
1. Think about carefully
- Weigh
- "They considered the possibility of a strike"
- "Turn the proposal over in your mind"
- synonym:
- consider ,
- debate ,
- moot ,
- turn over ,
- deliberate
1. Dikkatlice düşünmek
- Tartmak
- "Saldırı ihtimalini göz önünde bulundurdular"
- "Teklifini aklından geçir"
- eşanlamlı:
- düşünmek ,
- tartışma ,
- tartışmalı ,
- ters çevirmek ,
- planlanmış
2. Discuss the pros and cons of an issue
- synonym:
- debate ,
- deliberate
2. Bir sorunun artılarını ve eksilerini tartışın
- eşanlamlı:
- tartışma ,
- planlanmış
adjective
1. Carefully thought out in advance
- "A calculated insult"
- "With measured irony"
- synonym:
- deliberate ,
- calculated ,
- measured
1. Dikkatlice önceden düşünülmüş
- "Sayılmış bir hakaret"
- "Ölçülü ironi ile"
- eşanlamlı:
- planlanmış ,
- hesaplanmış ,
- ölçülü
2. Unhurried and with care and dignity
- "Walking at the same measured pace"
- "With all deliberate speed"
- synonym:
- careful ,
- deliberate ,
- measured
2. Telaşsız, özen ve haysiyetle
- "Aynı ölçülü hızda yürümek"
- "Bütün kasıtlı hız ile"
- eşanlamlı:
- dikkatli ,
- planlanmış ,
- ölçülü
Examples of using
She looked at me in a deliberate way and left the meeting room.
Kasıtlı bir şekilde bana baktı ve toplantı salonundan ayrıldı.
He told deliberate lies.
O, kasıtlı yalanlar söyledi