Translation meaning & definition of the word "deepen" into Turkish language
Türk diline "derin" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Deepen
[Derinleştirmek]/dipən/
verb
1. Make more intense, stronger, or more marked
- "The efforts were intensified", "her rudeness intensified his dislike for her"
- "Pot smokers claim it heightens their awareness"
- "This event only deepened my convictions"
- synonym:
- intensify ,
- compound ,
- heighten ,
- deepen
1. Daha yoğun, daha güçlü veya daha belirgin olun
- "Çalışmalar yoğunlaştı", "babalığı onun için sevmemesini yoğunlaştırdı"
- "Pot sigara içenler, farkındalıklarını arttırdığını iddia ediyor"
- "Bu olay sadece inançlarımı derinleştirdi"
- eşanlamlı:
- şiddetlendirmek ,
- bileşik ,
- yükseltmek ,
- derinleştirmek
2. Become more intense
- "The debate intensified"
- "His dislike for raw fish only deepened in japan"
- synonym:
- intensify ,
- deepen
2. Daha yoğunlaşmak
- "Tartışma yoğunlaştı"
- "Sadece japonya'da derinleşen çiğ balıklardan hoşlanmaz"
- eşanlamlı:
- şiddetlendirmek ,
- derinleştirmek
3. Make deeper
- "They deepened the lake so that bigger pleasure boats could use it"
- synonym:
- deepen
3. Derinleştirmek
- "Gölü daha büyük zevk teknelerinin kullanabilmesi için derinleştirdiler"
- eşanlamlı:
- derinleştirmek
4. Become deeper in tone
- "His voice began to change when he was 12 years old"
- "Her voice deepened when she whispered the password"
- synonym:
- deepen ,
- change
4. Derinleşmek
- "Sesi 12 yaşındayken değişmeye başladı"
- "Şifreyi fısıldadığında sesi derinleşti"
- eşanlamlı:
- derinleştirmek ,
- değişim