Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "decision" into Turkish language

Türk diline "karar" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Decision

[Karar]
/dɪsɪʒən/

noun

1. The act of making up your mind about something

  • "The burden of decision was his"
  • "He drew his conclusions quickly"
    synonym:
  • decision
  • ,
  • determination
  • ,
  • conclusion

1. Bir şey hakkında karar verme eylemi

  • "Karar yükü onundu"
  • "Sonuçlarını çabucak çıkardı"
    eşanlamlı:
  • karar
  • ,
  • belirleme
  • ,
  • sonuç

2. A position or opinion or judgment reached after consideration

  • "A decision unfavorable to the opposition"
  • "His conclusion took the evidence into account"
  • "Satisfied with the panel's determination"
    synonym:
  • decision
  • ,
  • determination
  • ,
  • conclusion

2. Değerlendirmeden sonra ulaşılan bir pozisyon veya görüş veya yargı

  • "Karşıtlığa elverişsiz bir karar"
  • "Sonucu kanıtları dikkate aldı"
  • "Panelin kararlılığından memnun"
    eşanlamlı:
  • karar
  • ,
  • belirleme
  • ,
  • sonuç

3. (boxing) a victory won on points when no knockout has occurred

  • "Had little trouble in taking a unanimous decision over his opponent"
    synonym:
  • decision

3. (boks) nakavt gerçekleşmediği noktalarda kazanılan bir zafer

  • "Rakibinin üzerinde oybirliğiyle karar almada çok az sorun yaşadı"
    eşanlamlı:
  • karar

4. The outcome of a game or contest

  • "The team dropped three decisions in a row"
    synonym:
  • decision

4. Bir oyunun veya yarışmanın sonucu

  • "Takım üst üste üç karar bıraktı"
    eşanlamlı:
  • karar

5. The trait of resoluteness as evidenced by firmness of character or purpose

  • "A man of unusual decisiveness"
    synonym:
  • decisiveness
  • ,
  • decision

5. Kararlılığın özelliği, karakterin veya amacın sıkılığı ile kanıtlandığı gibi

  • "Alışılmadık kararlılığa sahip bir adam"
    eşanlamlı:
  • belirleyicilik
  • ,
  • karar

Examples of using

Tom hasn't yet been informed of our decision.
Tom henüz kararımızdan bilgilendirilmedi.
Tom has a decision to make.
Tom'un verecek bir kararı var.
You have a decision to make.
Verecek bir kararın var.