Translation meaning & definition of the word "deceitful" into Turkish language
Türk diline "aldatıcı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Deceitful
[Hilekâr]/dəsitfəl/
adjective
1. Intended to deceive
- "Deceitful advertising"
- "Fallacious testimony"
- "Smooth, shining, and deceitful as thin ice" - s.t.coleridge
- "A fraudulent scheme to escape paying taxes"
- synonym:
- deceitful ,
- fallacious ,
- fraudulent
1. Aldatmaya yönelik
- "Kandırıcı reklam"
- "Yanlış tanıklık"
- "Pürüzsüz, parlayan ve ince buz gibi aldatıcı" - s.t.coleridge
- "Vergi ödemekten kaçmak için hileli bir plan"
- eşanlamlı:
- hilekâr ,
- yanıltıcı ,
- hileli
2. Marked by deliberate deceptiveness especially by pretending one set of feelings and acting under the influence of another
- "She was a deceitful scheming little thing"- israel zangwill
- "A double-dealing double agent"
- "A double-faced infernal traitor and schemer"- w.m.thackeray
- synonym:
- ambidextrous ,
- deceitful ,
- double-dealing ,
- duplicitous ,
- Janus-faced ,
- two-faced ,
- double-faced ,
- double-tongued
2. Özellikle bir dizi duygu gibi davranarak ve bir başkasının etkisi altında hareket ederek kasıtlı aldatıcılıkla işaretlenmiştir
- "Aldatıcı ve entrikacı küçük bir şeydi" - israel zangwill
- "Çift taraflı anlaşma yapan bir çift ajan"
- "Çifte yüzlü hain ve plancı" w.m.thackeray
- eşanlamlı:
- ambidextrous ,
- hilekâr ,
- iki yüzlülük ,
- ikiyüzlü ,
- Suratsız ,
- iki yüzlü ,
- çatal dilli
Examples of using
You're deceitful.
Sen dolandırıcısın.
Tom is deceitful.
Tom dolandırıcıdır.