Translation meaning & definition of the word "daze" into Turkish language
Türk diline "daze" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Daze
[Sersemletmek]/dez/
noun
1. The feeling of distress and disbelief that you have when something bad happens accidentally
- "His mother's death left him in a daze"
- "He was numb with shock"
- synonym:
- daze ,
- shock ,
- stupor
1. Kötü bir şey yanlışlıkla olduğunda sahip olduğunuz sıkıntı ve inançsızlık hissi
- "Annesinin ölümü onu sersemletti"
- "Şoktan dolayı uyuşmuştu"
- eşanlamlı:
- sersemletmek ,
- şok ,
- uyuşukluk
2. Confusion characterized by lack of clarity
- synonym:
- daze ,
- fog ,
- haze
2. Netlik eksikliği ile karakterize karışıklık
- eşanlamlı:
- sersemletmek ,
- sis ,
- bulanıklık
verb
1. To cause someone to lose clear vision, especially from intense light
- "She was dazzled by the bright headlights"
- synonym:
- dazzle ,
- bedazzle ,
- daze
1. Birinin özellikle yoğun ışıktan net görüşünü kaybetmesine neden olmak
- "Parlak farlar tarafından göz kamaştırıldı"
- eşanlamlı:
- kamaştırmak ,
- göz kamaştırmak ,
- sersemletmek
2. Overcome as with astonishment or disbelief
- "The news stunned her"
- synonym:
- stun ,
- bedaze ,
- daze
2. Şaşkınlık veya inançsızlık ile üstesinden gelin
- "Haber onu şaşırttı"
- eşanlamlı:
- sersemletmek ,
- donuklaştırmak
Examples of using
Hey, there's no time left till the deadline, you know? Stop hanging around in a daze!
Hey,teslimat tarihine az zaman kaldı,biliyor musun?Etrafta şaşkın şaşkın gezmeyi bırak.
When I first got to New York, I was in a daze.
Ben New York'a ilk gittiğimde, bir şaşkınlık içindeydim.