Tom often starts his day with a swim.
Tom genellikle gününe yüzerek başlar.
Tom felt tired after working all day.
Tom bütün gün çalıştıktan sonra yorgun hissetti.
Tom eats rice at least twice a day.
Tom günde en az iki kez pirinç yer.
Tom doesn't come here every day.
Tom her gün buraya gelmez.
Tom doesn't allow his children to watch more than one hour of TV a day.
Tom çocuklarının günde bir saatten fazla TV izlemesine izin vermiyor.
Tom did nothing but watch TV all day long.
Tom bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmadı.
Tom did nothing but lie in bed all day.
Tom bütün gün yatakta yatmaktan başka bir şey yapmadı.
Tom comes here practically every day.
Tom neredeyse her gün buraya gelir.
Tom comes here at this time every day.
Tom her gün bu saatte buraya gelir.
Tom called me almost every day.
Tom neredeyse her gün beni aradı.
Tom called Mary every day.
Tom her gün Mary'yi aradı.
Tom arrived the day Mary left.
Tom Mary'nin gittiği gün geldi.
Tom and I were born on the same day.
Tom ve ben aynı gün doğduk.
You've brightened my day.
Günümü aydınlattın.
What do you think Tom was doing out in the woods that day?
Tom'un o gün ormanda dışarıda ne yaptığını düşünüyorsun?
We went to the beach and swam all day.
Sahile gittik ve bütün gün yüzdük.
The first thing Tom does every day when he gets home is turn on the TV.
Tom'un eve geldiğinde her gün yaptığı ilk şey televizyonu açmaktır.
The dog will need to be fed once a day.
Köpeğin günde bir kez beslenmesi gerekecektir.
The best day of my life was the day I met Mary.
Hayatımın en güzel günü Mary ile tanıştığım gündü.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.