Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "dawn" into Turkish language

Türk diline "şafak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Dawn

[Aydınlanmak]
/dɔn/

noun

1. The first light of day

  • "We got up before dawn"
  • "They talked until morning"
    synonym:
  • dawn
  • ,
  • dawning
  • ,
  • morning
  • ,
  • aurora
  • ,
  • first light
  • ,
  • daybreak
  • ,
  • break of day
  • ,
  • break of the day
  • ,
  • dayspring
  • ,
  • sunrise
  • ,
  • sunup
  • ,
  • cockcrow

1. Günün ilk ışığı

  • "Şafaktan önce kalktık"
  • "Sabaha kadar konuşuyorlar"
    eşanlamlı:
  • şafak
  • ,
  • ağarma
  • ,
  • sabah
  • ,
  • aurora
  • ,
  • ilk ışık
  • ,
  • dayspring
  • ,
  • gündoğumu
  • ,
  • horoz

2. The earliest period

  • "The dawn of civilization"
  • "The morning of the world"
    synonym:
  • dawn
  • ,
  • morning

2. En erken dönem

  • "Medeniyetin şafağı"
  • "Dünyanın sabahı"
    eşanlamlı:
  • şafak
  • ,
  • sabah

3. An opening time period

  • "It was the dawn of the roman empire"
    synonym:
  • dawn

3. Bir açılış dönemi

  • "Roman i̇mparatorluğu'nun şafağıydı"
    eşanlamlı:
  • şafak

verb

1. Become clear or enter one's consciousness or emotions

  • "It dawned on him that she had betrayed him"
  • "She was penetrated with sorrow"
    synonym:
  • click
  • ,
  • get through
  • ,
  • dawn
  • ,
  • come home
  • ,
  • get across
  • ,
  • sink in
  • ,
  • penetrate
  • ,
  • fall into place

1. Açık olun veya kişinin bilincine veya duygularına girin

  • "Onun ona ihanet ettiği ortaya çıktı"
  • "Üzüntüden delinmişti"
    eşanlamlı:
  • tıkırdatmak
  • ,
  • geçmek
  • ,
  • şafak
  • ,
  • eve gelmek
  • ,
  • zorlukla aşmak
  • ,
  • kapılmak
  • ,
  • nüfuz etmek
  • ,
  • yerine oturmak

2. Appear or develop

  • "The age of computers had dawned"
    synonym:
  • dawn

2. Ortaya çıkmak veya gelişmek

  • "Bilgisayarların çağı doğmuştu"
    eşanlamlı:
  • şafak

3. Become light

  • "It started to dawn, and we had to get up"
    synonym:
  • dawn

3. Işık olmak

  • "Şafak sökmeye başladı ve kalkmak zorunda kaldık"
    eşanlamlı:
  • şafak

Examples of using

Tom didn't arrive home until dawn.
Tom gün ağarana kadar eve gelmedi.
He came at dawn.
O, şafakta geldi.
Tom wakes up at the crack of dawn every day.
Tom her gün tan ağarırken kalkar.