Translation meaning & definition of the word "dancing" into Turkish language

noun

1. Taking a series of rhythmical steps (and movements) in time to music

synonym:
• dancing
,
• dance
,
• terpsichore
,
• saltation

1. Müziğe zamanında bir dizi ritmik adım (ve hareket) atmak

eşanlamlı:
• dans
,
• dans etmek
,
• terpsikhore
,
• zıplama

Examples of using

Tom and Mary like to go dancing with their friends.

Tom ve Mary arkadaşları ile birlikte dans etmeye gitmeyi severler.

Do you remember how amazing Tom was at dancing?

Tom'un dans etmede ne kadar harika olduğunu hatırlıyor musun?

I saw Tom and Mary dancing together.

Tom ve Mary'nin birlikte dans ettiğini gördüm.

I love break dancing.

Braekdansı seviyorum.

I liked your dancing.

Dansını sevdim.

I've been taking dancing lessons.

Dans dersi alıyorum.

I feel like dancing.

Canım dans etmek istiyor.

I love dancing.

Dans etmeyi seviyorum.

They started dancing.

Onlar dans etmeye başladılar.

We're going dancing.

Dans etmeye gidiyoruz.

Tom stopped dancing.

Tom dans etmeyi durdurdu.

Tom started dancing.

Tom dans etmeye başladı.

Tom is dancing.

Tom dans ediyor.

We're dancing.

Biz dans ediyoruz.

I'm dancing.

Ben dans ediyorum.

She enjoys dancing and horseback riding.

O dans etmeyi ve ata binmeyi sever.

Why are you dancing?

Niçin dans ediyorsun?

Tom went out dancing.

Tom dans etmek için dışarı çıktı.

There's a book about dancing on the desk.

Masanın üstünde dans etme hakkında bir kitap var.