Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "culture" into Turkish language

Türk diline "kültür" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Culture

[Kültür]
/kəlʧər/

noun

1. A particular society at a particular time and place

  • "Early mayan civilization"
    synonym:
  • culture
  • ,
  • civilization
  • ,
  • civilisation

1. Belirli bir zamanda ve yerde belirli bir toplum

  • "Erken maya uygarlığı"
    eşanlamlı:
  • kültür
  • ,
  • medeniyet

2. The tastes in art and manners that are favored by a social group

    synonym:
  • culture

2. Sanattaki zevkler ve sosyal bir grup tarafından tercih edilen davranışlar

    eşanlamlı:
  • kültür

3. All the knowledge and values shared by a society

    synonym:
  • acculturation
  • ,
  • culture

3. Bir toplumun paylaştığı tüm bilgi ve değerler

    eşanlamlı:
  • kültürleşme
  • ,
  • kültür

4. (biology) the growing of microorganisms in a nutrient medium (such as gelatin or agar)

  • "The culture of cells in a petri dish"
    synonym:
  • culture

4. (biyoloji) mikroorganizmaların bir besin ortamında (jelatin veya agar gibi) yetiştirilmesi

  • "Bir petri kabındaki hücrelerin kültürü"
    eşanlamlı:
  • kültür

5. A highly developed state of perfection

  • Having a flawless or impeccable quality
  • "They performed with great polish"
  • "I admired the exquisite refinement of his prose"
  • "Almost an inspiration which gives to all work that finish which is almost art"--joseph conrad
    synonym:
  • polish
  • ,
  • refinement
  • ,
  • culture
  • ,
  • cultivation
  • ,
  • finish

5. Çok gelişmiş bir mükemmellik hali

  • Kusursuz veya kusursuz bir kaliteye sahip olmak
  • "Büyük bir cila ile performans sergilediler"
  • "Sözünün nefis arıtmasına hayran kaldım"
  • "Neredeyse sanat olan tüm eserlere veren bir ilham kaynağı"-joseph conrad
    eşanlamlı:
  • lehçe
  • ,
  • düzeltme
  • ,
  • kültür
  • ,
  • yetiştirme
  • ,
  • bitirmek

6. The attitudes and behavior that are characteristic of a particular social group or organization

  • "The developing drug culture"
  • "The reason that the agency is doomed to inaction has something to do with the fbi culture"
    synonym:
  • culture

6. Belirli bir sosyal grubun veya organizasyonun özelliği olan tutum ve davranışlar

  • "Gelişen uyuşturucu kültürü"
  • "Ajansın eylemsizliğe mahkum olmasının sebebinin fbi kültürüyle bir ilgisi var"
    eşanlamlı:
  • kültür

7. The raising of plants or animals

  • "The culture of oysters"
    synonym:
  • culture

7. Bitki veya hayvanların yetiştirilmesi

  • "İstiridye kültürü"
    eşanlamlı:
  • kültür

verb

1. Grow in a special preparation

  • "The biologist grows microorganisms"
    synonym:
  • culture

1. Özel bir hazırlık içinde büyümek

  • "Biyolog mikroorganizmaları yetiştirir"
    eşanlamlı:
  • kültür

Examples of using

I've learnt many things about Greek culture.
Yunan kültürü hakkında birçok şey öğrendim.
I've learned many things about Greek culture.
Yunan kültürü hakkında birçok şey öğrendim.
I learnt many things about Greek culture.
Yunan kültürü hakkında birçok şey öğrendim.